Cuma sohbeti

A -
A +

İnsanı en iyi, onu yaratan bilir. Her şeyi hakkıyla bilen Cenab-ı Hakk, yeminle; insanın Rabbine karşı nankör olduğunu, şüphesiz bu hale kendisinin de şahit olduğunu ve mal sevgisine de aşırı derecede düşkünlüğünü bildirip, şöyle buyuruyor (Adiyat suresi, 6-8. ayeti-i kerime mealleri): İnsanın Rabbine karşı nankör olması; başta O'nu ilah olarak tanımayıp reddetmesi ve hakiki Ma'bud olan Allahü tealadan başka ilahlar edinmesi ve O'nun verdiği nimetleri, O'nun arzu ve istekleri doğrultusunda kullanmamasıdır. Cenab-ı Hakk'ın, insana, sahip olduğu hallerini haber vermesinden maksat; insanın kendisini tanıyıp, aklını başına devşirmesi içindir. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz, insana acıyor ve ona ebedi saadet yolunu gösteriyor. Sonsuz felaketlerden kurtulması için de ikaz ediyor. İnsanoğlu için bundan büyük şeref olabilir mi? Kendisini ve âlemleri yoktan var eden Allahü teala insanı kendine muhatap kılıyor ve onunla konuşuyor! Ona hayatın sırrını açıklıyor ve öldükten sonraki ebedi hayatla ilgili ikaz ediyor! İnsanoğluna bundan daha büyük nimet ne olabilir? Hayatı ganimet bilmeli diyen Sadi-i Şirazi, Bostan'ında anlatır: 'Ey kemikten kafes! Haberin var mı? Sahip olduğun can, nefes denilen bir kustur. Kuş, ipten kurtulup kafesten çıktı mı, ne kadar çalışsan da onu bir daha avlayamazsın. Sana verilen bu hayat fırsatının kıymetini bil ve sakın heba edip elinden kaçırma. Unutma ki, dünya hayatı tek bir nefesten ibarettir. Ve bilgin kimsenin gözünde, bir nefes, koca bir cihandan daha değerlidir. Vaktiyle dünyaya hükmeden İskender, giderken bütün dünyayı bıraktı. Malik olduğu bütün bu dünyayı verip de bir nefes mühlet alması mümkün olmadı. Herkes ölür ve ektiğini biçer; iyi veya kötü bir ad bırakır. Madem ki dostlar gitmiş, biz de yoldayız, bu kervansaraya niçin gönül verelim? Dünya dilberine gönül bağlama. Zira bu dilber, kiminle oturduysa onun kalbini koparıp paramparça etti. İnsan bir kere mezar toprağına yattı mı, yüzünün tozunu ancak kıyamet günü silkebilir. Şimdi gaflet yakasından başını kaldır ki, bu baş, yarın utançla önüne düşmesin! Şiraz'a giderken başını gözünü yol tozlarından yıkamaz mısın? Ey günah tozuna batmış olan kişi! Yakında bilmediğin bir şehre gireceksin; şimdi iki gözün iki çeşme ağla ki, üstündeki kirlerden arınmış olasın!' Dünyanın olanca sahteliği gözler önünde cereyan ederken, ona bel bağlamak; gelip geçici olan nimetlerine dalıp Allah'ı ve ahiret gününü unutmaktan daha büyük bir nankörlük olabilir mi? Gaflet içindeki insan nankör değil de nedir? Allah'ın; yine insanın ebedi saadeti için yarattığı ve kendi sevgisine tahsis ettiği kalbi, olur olmaz şeylerin ve; yarın kıyamet gününde beş para etmez paçavraların sevgi ve hırsıyla doldurmak akıl kârı mıdır? İslam büyükleri; 'Olması muhakkak olan şeyi olmuş bilmek lazımdır' buyuruyor. Muhakkak öleceğimize göre; bu hırs ve tamah ve hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya sarılmak neden?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.