Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecek

A -
A +

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti; her iki tarafça çeşitli spekülasyonların yapıldığı bir ortamda gerçekleşti. ABD'nin gücü, dünyada yapmak istedikleri belli. Bu gücü karşısına alabilecek, dünyada tek bir devlet veya devletler topluluğu yoktur. Dolayısıyla her ülke gibi Türkiye de, ABD ile münasebetlerini iyi götürmek zorundadır. Başbakanı da aynı düşüncede bulduk. Gezinin bitiminde, Türkiye'ye dönerken, uçakta önemli açıklamalarda bulundu. "... İktidara geldiğimizden beri yapmaya çalıştığımız dost kazanmaktır. Asla düşman edinmek gibi bir anlayışımız ve uygulamamız olmamıştır ve olamaz. Dış politikamızı bu anlayışa oturtmalıyız. Bu gezideki amacım, iki tarafta da oluşturulmak istenen olumsuz havayı dağıtmaktı. Bunu, bizzat Başkan Bush'la birlikte yaptığımız görüşmede ve görüşmeden sonraki açıklamalarımızda 'irade beyanı' olarak ortaya koyduk. ABD'nin açıkladığı PKK terör listesi olumlu bir gelişmedir." Başbakan, elli dokuz senede elli dokuz hükümet kurulduğunu vurgulayarak, "Bu istikrarsızlıkla bir yere gidemeyiz. Biz iktidarımızla istikrarı yakaladık ve bunu başarıyla sürdürmekteyiz. Bu denli spekülasyonları yapanlar, bu yaptıklarıyla iç piyasalarda dalgalanmalara sebep oluyorlar, dış sermayeyi ürkütüyorlar. Güven vermeyen bir ülkeye yabancı yatırımcı gelir mi? Neye hizmet ediyorlar O halde, sorarım size bu spekülasyonları yapanlar neye hizmet ediyorlar?" dedi. Başbakan'a "Kıbrıs'ta çözüm için umutlu musunuz?" diye sorduk. Başbakan "... Türkiye ve KKTC halkı yapılması gerekeni yapmıştır. Yapmayan Rum kesimidir. Bunu, bizzat BM Genel Sekreteri ifade etti ve olumsuzluk içinde olan yani çözümü engelleyen Güney Kesimidir" dedi ve "Kıbrıs halkının evet demeyeceği hiçbir şeye bizim evet dememiz mümkün değildir. Biz, diğer iktidarlar gibi, KKTC için laf üretmiyor, iş yapıyoruz. Kıbrıs'ın alt yapısını yapıyoruz. Her gittiğimiz yerde yatırımcıları KKTC'ye yönlendirmek için gayret sarfediyoruz" şeklinde değerlendirmede bulundu. AB bağlamında sorduğumuz soruya ise, Başbakan, "... AB, bizim olmazsa olmazımız değildir. Biz onlardan Kopenhag Kriterlerini alıyorsak, bizim de onlara katacağımız çok şey vardır. Türkiye, demokrasi ile Müslümanlığı bir anda yaşatabilen yegane ülkedir. Eğer AB, siyasi bir birlik olacaksa, Türkiye'yi mutlaka içine almalıdır. Aksi halde AB bir 'Hristiyan Kulübü' olur. Türkiye 1.5 milyarlık bir İslam dünyasını temsil ediyor; bu durumu görmezlikten gelemezler" dedi. Erdoğan'a erken seçimi düşünüp düşünmediklerini ve bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı seçimlerini sorduk. Kesin ve net ifadelerle Başbakan şöyle cevap verdi: "... Türk siyasetinde konular günlük politikalarla geçiştirilemez. Seneler sonra, ilk defa siyasi istikrarı yakaladık. Halk, bizi beş seneliğine bu göreve getirdi. Meclisimize beş seneliğine yetki verdi. Biz, halkın verdiği bu görevden kaçamayız. Yeni Cumhurbaşkanını bu Meclis seçmelidir ve seçecektir. Bu parlamento bu hakka sahiptir. Gelişmiş ülkelere bakın, seçim takvimiyle oynuyorlar mı? Demokrasimizi başka nasıl kalıcı ve istikrarlı kılabiliriz." Bazı çevrelerin "ABD gezisinden akılda sadece 'at sineği' kaldı" şeklindeki değerlendirmelere de Başbakan; "... Onların aklında bu bile kalabilmişse çok iyi" şeklinde mukabelede bulundu. Suriye ile 800 km sınırımız var Suriye ile iyi münasebetlere girmemizin ABD'yi ne yönde etkilediği sorusuna Başbakan; "... Bilindiği üzere, Suriye ile kırk senedir düşman olarak yaşadık. Daha doğrusu, bu düşmanlığı Suriye bize yaptı. Şimdi ise bundan vazgeçtiğini söylüyor. Suriye ile 800 km'lik sınırımız var. Sınırdaki mayınları temizlediler ve askerlerini çektiler. Bizim Suriye'den değil, Suriye'nin bizden çok öğreneceği şeyler var. Suriye, Lübnan'daki askerlerini de çekti. Bütün bunlar elbette yetmez. Bir an evvel demokrasiye geçmeli ve terör örgütlerine yardım etmekten vazgeçmelidir. Aksi halde, dünyada yalnız kalır. BOP kapsamında Türkiye, bu coğrafyadaki ülkelerin demokratikleşmeleri için eş başkanlık görevini başarıyla sürdürüyor. Her birisini ziyaret ediyor, kendilerine gerçekleri anlatıyoruz. El ele verip özgür dünyayı birlikte kuralım istiyoruz" dedi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.