Demirel boşuna konuşmuyor!

A -
A +

Dikkat ederseniz, sayın Süleyman Demirel, son günlerde bir şeyin altını çizerek, mühim bir hatırlatmada, hatta ikazda bulunuyor. Bir siyaset kurdu olan sayın Demirel, öyle durduk yerde konuşmaz ve manasız söz etmez. Demirel'in ısrarla vurguladığı husus, hükümetin güven tazelemesi gerçeğidir. Bu da ancak, sandıkla yani seçimle mümkün olur. Muhalefetsiz kalan ve kendisini alternatifsiz gören koalisyon hükümeti, bu gerçeği görmek ve gereğini yapmak zorundadır. Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini ve bunalımını yaşayan millet; ne yaparsa yapsın, hangi kararı alırsa alsın, hangi programı tatbik mevkiine koyarsa koysun ve millete hangi pembe vaatlerde bulunursa bulunsun, bu hükümete güvenmiyor. Nasıl güvensin ki? Millet, onulmaz sıkıntıları ve içinde bulunduğu vahim tabloyu görüyor ve yaşıyor. Bu ateş ortamında ve bu saatten sonra; IMF, Dünya Bankası veya hükümet, söyleyeceklerini ve vaatlerini ancak milletin külahına anlatabilirler! Bakınız; IMF Başkan yardımcısı Fischer ve bizim hükümet yetkilileri, faizlerin düşmemesi halinde, uygulanmakta olan programda revizyona gidileceğini söylüyorlar. Bu ne demektir? Bunun manası, olmadı bir daha deyip; millete yeniden kemer sıktırıp, sürüsüyle vergi ve A'dan Z'ye her kalem mal ve hizmete yeni zamdır. Deneme tahtasına çevrilen millet, üzerinde denenen ve her denemede biraz daha fakirleştirilen ve neticede açlığa mahkum edilen millet; bu hükümetten ümidini kesmiştir. Milletin hükümete olan güvensizliğinin en bariz vasfı, paranın dolaşımdan kalkmasıdır. Millet, elindeki parayı bankalara bile koymaya güvenemiyor! Piyasalardan çekilen paranın büyük bir kısmının yurt dışına gittiği biliniyor. Milletin elindeki mevcut para da, hükümete olan bu güvensizlikten dolayı, yastık altına girdi. Nasıl girmesin ki? Sanayici bile fabrikasını söküp, gidip Romanya'da kuruyorsa; bunu keyfinden yapmıyordur! Kendi memleketinin yangın yerine çevrildiğini görüyor ve canını ve malını kurtarmak için böyle bir yola baş vuruyorsa; bu hali, bizim hükümet yetkililerimiz görmüyor mu? Bu halin yegane sebebi, hükümete olan güvensizliktir. Demek oluyor ki; milletin aradığı, güven veren yeni bir hükümettir. Muhal farz, seçimden sonra aynı hükümet iş başına gelse de, bu güveni tazelemek zorundadır. Sayın Süleyman Demirel'in işaret ettiği de budur. IMF'nin reçeteleri, baştan aşağıya bozulan kamu dengelerini sağlamak içindir. Kamudaki dengesizliği meydana getiren ise, bizzat hükümettir. Hükümet kendi kabahatini, millete, milleti canından bezdirerek ödetiyor. Nitekim; IMF'nin dayattığı ve hükümetin onaylayıp uygulamaya koyduğu programlara bakınız, hiçbirisinde millet yoktur! Devlet, kendi açıklarını kapatmak için; daha doğrusu, borçlarını yeni borçlarla ödeyebilmek için, ha bire millete yüklenmektedir. Yani bu programlar, tek taraflı olarak 'emme tulumba' şeklinde çalıştırılıyor. 'Basma' kısmı yok bu tulumbanın! Seçimden piyasalar ve ekonomi alt üst olur endişesi ile kaçılmak isteniyorsa, bilinmelidir ki; ortada piyasa ve ekonomi diye bir şey zaten kalmamıştır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.