Demokrasilerde parti kapatmak!..

A -
A +

25.04.1999 tarihinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Fazilet Partisi hakkında açılan dava; 25 ayda ancak tamamlanabildi ve bilindiği gibi; Fazilet Partisi, Refah Partisi'nin devamı olduğundan dolayı değil, laikliğe aykırı eylem ve söylemlerin odağı haline geldiği gerekçesiyle kapatıldı. 1969 senesinde Necmettin Erbakan ve arkadaşlarının başlatmış olduğu Milli Görüş hareketi, o günden bugüne süregelen 31 sene içinde, kurumsallaştığı Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve nihayet Fazilet Partisi hep aynı gerekçe ile kapatılmış oldu. Demokratik idarelerde siyasi partilerin kapatılmaları hoş karşılanmaz. Çünkü; bizzat siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıdır. Dolayısıyla; demokrasiyi doğrudan tahribe yeltenmeyen, eylem yapmayan siyasi teşkilatlanmalar, fikir ve ifade çerçevesinde kaldığı müddetçe kapatılmamalıdır. Demokrasiyi doğrudan tahribe yeltenmeyen ve eylem yapmayan ve bu gibi eylemleri kışkırtmayan siyasi partilerin, yalnızca fikirlerinden dolayı kapatılması, evvel emirde demokrasiye zarar verir. Böylece demokrasimiz, istenilen ileri seviyelere ulaşamaz. Şu hususu hemence belirtmekte fayda var; şeriatın kestiği parmak acımaz ve Yüksek Mahkeme'nin verdiği karara herkes gibi, biz de saygılıyız. Zira, Yüksek Mahkeme bu kararı, mer'iyette olan Anayasa ve kanunlar muvacehesinde vermiştir. Kapatılan siyasi teşekkül, sıradan bir parti olmayıp; 5-6 milyon insanın oyunu alabilmiş ve Parlamento'da Anamuhalefet görevini ifa etmekte olan, Türkiye'mizin en büyük siyasi partilerinden biridir. Sayın Başbakan, Fazilet Partili milletvekillerinin sine-i millete dönmesinden ürkmüş olmalı ki; haddi ve hakkı olmayarak Yüksek Mahkeme'ye akıl vermeye kalkıştı ve kararın ertelenmesini dillendirdi. Gerekçe olarak da, partiler arası komisyonun hazırlamış oldukları Anayasa değişikliği taslağında, siyasi partilerin kapatılmalarını güçleştirici hükümlerin bulunması idi. Ba'de harab-ül Basra! Adama demezler mi, şimdiye kadar nerede idiniz? Bu dava görülmeye başlanalı iki seneyi geçti. Bu müddet zarfında hiçbir girişimde bulunmayacaksın; yumurta kapıya dayanınca; konu gündemimizde, görüşüyoruz deyip, kararın ertelenmesini talep edeceksin! Burada, kabahatin en büyüğü, elbette Fazilet Partisi'ndedir. Fazilet Partili milletvekilleri, kendi partilerinin kapatılma davasının görülmekte olduğunu bildikleri ve bu hali yaşadıkları halde, gerekli Anayasa değişikliği için harekete geçmediler. Oturup beklediler. AB sürecine girmiş bir Türkiye'de, belki de böyle karar beklemiyorlardı. Biraz da bundan dolayı ağırdan aldılar! Beklediler! Halbuki, önlerinde, aynı şekilde verilen kararlarla kapatılmış üç siyasi partileri vardı ve bu, dördüncüsünün de kapatılmaması için bir sebep yoktu! Nitekim kapatıldı da... Şairimizin belirttiği gibi; 'hiç ibret alınsaydı, tarih, tekerrür mü ederdi?' Tekerrür ettiğine göre, ibret alındığını iddia edebilir miyiz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.