Başbakan Bülent Ecevit, ilerlemiş yaşına ve bedeni sıhhatindeki rahatsızlığına rağmen; Türkiye'mizin çok hassas dengeler üzerinde olduğunu, özellikle ekonomide alınan kararların titizlikle sürdürülmesi gerektiğini ve kendi yokluğunda oluşacak siyasi krizin ülkeyi büsbütün kaosa iteceğini ve çekilen bunca sıkıntının boşa gideceğini ifade ile, 'çekilmeyeceğini' beyan etti. Şüphesiz bu durum, onun iyi niyetinden canı pahasına ülkesine hizmet düşüncesinden ileri geliyor. Onun bu hali takdire şayandır ve milletçe kendisine müteşekkir olmamızı gerektirir! Bu, madalyonun bir yüzüdür; madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ise, sayın Ecevit'in bütün bu temennileri iyi niyet gösterisinden ileri gitmiyor Sayın Başbakan, hükümet edebilme işinin iyi gitmediğini görmüyor mu, yoksa kendisine gösterilmiyor mu? Kendi Başbakanlıkları döneminde, yani geçen sene bu ülkenin ekonomisi yüzde 10 dolayında küçüldü. Bu sene, en iyimser tahminlerle yüzde 3'lük büyüme hedefleniyor. Kişi başına düşen milli gelir 3 bin civarından 2200 dolara düştü. Mevcut iş yerlerinin binlercesi kapısına kilit vurdu; on binlerce insan işinden aşından oldu. İntiharlar vakay-ı adiyeden, büyük şehirlerimizde insanlarımız kapkaççılar yüzünden sokağa çıkamaz oldu! Bu ülkenin saygın iş adamları, fabrikalarını sökerek memleketlerini terkediyor! Yalnızca bu sene 1.5 milyon lise mezunu gencimize yüksek tahsil imkanı veremeyerek, işsiz güçsüz ve ümitsiz olarak sokağa ittik! Bu gidişle, çok değil iki sene sonra bu rakam 3.5 milyona çıkacak! Yani yüksek tahsil için, sizin kapınızı çalacakların sayısı 3.5 milyon genç olacak! Giremeyenlerin hali bu; girip de bitirenlerin ve üniversite diploması alanların hali ise, bunlarınkinden de beter! Üniversite mezunu ama, boş gezenin boş kalfaları bunlar! İşçisi, memuru, iş vereni, köylüsü-çiftçisi, esnafı ve emeklisiyle; bu ülkede hangi kesimin işleri iyi gidiyor ve kimlerin yüzleri gülebiliyor? Demek ki, sizden gerçekler saklanıyor sayın Başbakan! Sizin de; halkın arasına girecek, onların dert ve şikayetlerini dinleyebilecek ve değerlendirebilecek eski dinamik haliniz yok! Rahşan Ecevit'le beraber, anneleri hapiste olan çocukların perişan halini görüp, içiniz sızladı ve affı milletin başına bela etmekten kaçınmadınız! Bu kadar yufka yüreklisiniz! İktidarınız müddetince anası ağlayan bütün bir milleti; milletin bitmiş tükenmiş ve tek kelime ile açlığa mahkum edilmiş halini niçin ve nasıl görmezsiniz?! Bunun kolayı var; yalnızca bir haftanızı ayırın ve her gün, çeşitli kesimlerden insanların evlerine rastgele misafir olun! Yanınızda, bakanlarınız ve bürokratlarınız olmasın; yalnızca Rahşan Ecevit olsun yeter! Bir de; işçiyi, memuru, işsizi, iş vereni, köylüyü, esnafı ve emekliyi görün ve dinleyin! Eminim o vakit, iktidarınızın kaos olduğunu görüp anlayacak ve çekilmenizin milletin ve memleketin hayrına olacağına siz karar vereceksiniz! Ölüm bizim için; ama insan ve insanlar her gün öldürülmez ki!