AK Parti'li belediyelerin hizmetleri her türlü takdirin üzerindedir. Tayyip Erdoğan'ın siyasî hayatı, mensubu bulunduğu partilerin teşkilat kademelerinde ve en önemlisi, İstanbul gibi mega bir şehrin belediye başkanlığında yoğrulmasından geliyor. İstanbul'daki başarılı yönetimi ile her kademedeki teşkilat mensuplarının çat kapı, her evi ziyaret ederek yaptıkları hummalı çalışmaları partilerini iktidara taşımıştı. Milletimiz, 2003 ve 2007 genel seçimlerinde Tayyip Erdoğan'ı ve partisini tek başına iktidara taşırken; İstanbul'da sergilediği başarılarını bekliyordu. Nitekim, 2004 mahalli seçimlerinde de milletimiz, şehirlerimizin kahir ekseriyetinin belediye başkanlıklarını AK Parti'li üyelere teslim etmişti. Diyarbakır'ımız, mahalli bazda bu şansa kavuşamamıştı. Zira, Diyarbakır gibi tüm Güneydoğu Anadolu Bölge illerimiz, etnik politika güden bir siyasî partinin ve bölücü terör örgütünün ağır baskısı altında idi. Bunun bedelini de seneler senesi ödemekteler! 29 Martta şans topu, yeniden Diyarbakırlının ayağına gelmiştir. Şu bir gerçek ki, Diyarbakır gibi tüm bölgede yalnızca iki siyasî parti bulunmaktadır. Bunlardan birisi etnik siyaset yapan DTP, bir diğeri de Tayyip Erdoğan'ın genel başkanlığını yapmakta olduğu AK Parti'dir. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, diğer siyasî partilerimizin Sivas'tan öteye gidemedikleri acı bir gerçektir. Diyarbakır'ımız, Anadolu'nun bağrından çıkmış millet sevdalısı Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, sevgi ve coşkuyla ağırladı. Diyarbakır meydanı iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. Bu durum, şehir halkının, mevcut yönetimden ne denli şikayetçi olduğunun resmidir. Daha açık ifadesiyle; Diyarbakırlı, "AK hizmet"e susamıştır. Bu fırsat, 29 Martta Diyarbakırlının elindedir. Ya hizmeti tercih edip huzura, ya da karanlığa oy atıp çileye talip olacaktır!