Kurt, elbette ki dumanlı havayı sever... Son günlerdeki iktidar-muhalefet gerginliğine dikkat ediyor musunuz? Belli ki mahut çevreler; hem iktidar ve hem de muhalefet kanadına pis bir oyun oynamaktalar. Asıl üzüldüğümüz konu ise, siyasetçinin bu oyuna gelmesidir. Başbakan, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde muhalefete yükleniyor: "... Siz istediğiniz kadar bizi mindere çekmeye çalışın, bu oyununuza gelmeyeceğiz. Bizler, milletin minderinde hizmetimizi sürdürmeye devam edeceğiz!.." Mahut çevrelerin dertleri, bu parlamentoya Cumhurbaşkanı seçtirmemek ve hükümeti erken seçime zorlamaktır. Bunu yaparken, asıl gayeleri de Türkiye'yi AB'ye sokmamaktır. Çünkü, onlara göre AB'ye girmek demek, Türkiye'yi her şeyiyle feda edip, peşkeş çekmek demektir. Millete güvenmiyorlar! Bunların kimler olduğunu araştırmaya gerek yok. Her akşam televizyon ekranlarında arz-ı endam eden bu tipleri yakından tanıyorsunuz... Tabii, bunlar, perdenin önünde gözükenlerdir. Asıl "sahip"ler ise, arkada olup; şimdilik suret-i haktan gözükmek gereğini duymaktadırlar. Yani, bakarsanız onlar da AB taraftarı gibi gözükürler! AB, bir medeniyet projesi iken; kalkınma ve zenginlik ifade eden bu birliğe kim veya kimler girmemizi istemez? Bunlar, gerçekte Türk milletine güvenmeyen tiplerdir. Asla, milletin refahını arzu etmezler. Çünkü, bilirler ki, milletin refahı arttıkça talepleri de artacaktır! Hazineden beslenen mahut tuzu kurular, kendi saltanatları gidecek diye ödleri kopuyor! Bundan dolayı da, siyaset kurumunu çalışamaz hale getirebilmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. İyi de; siyaset kurumuna ne oluyor? "Hırçın" muhalefeti, bir dereceye kadar anlayabiliyoruz. Ama, bu "hırçınlığı" asla iktidara yakıştıramıyoruz. Yangına körükle gidenlerin ülkesiyiz. Burada iş, asıl hükümete ve iktidar partisi mensuplarına düşmektedir. Ortamı rahatlatacak onlardır. Muhalefet ki, bizdeki gibi sorumsuz ise, elbette ortamı germek isteyecektir. İktidarlara düşen, teenni ile hareket edip işine bakmasıdır. Onlar da muhalefet gibi davranır, gerginliği artırırsa ortalık toz duman olur. Dört gözle bekliyorlar! İşte bu durum, yani dumanlı hava; bazılarının dört gözle bekledikleri bir ortamdır. Çok basit şeyler, abartılıp mesele diye milletin önüne getirtilip tartışılıyor. Belli ki, tuzak bunlar! İktidar partisinin bu tuzaklara düşmesini doğrusu anlamakta güçlük çekmekteyiz! Gündemi belirleyip tayin edecek iktidardır. Başkalarının oluşturduğu sun'i gündemlerle uğraşmak ve bunlarla vakit kaybetmek, en önce iktidarı yıpratır; asıl gündemden saptırarak iş yapamaz hale getirir. Onlarca sene sonra yakalayabildiğimiz siyasi istikrarın kıymetini hep birlikte bilmeli ve gereğini yerine getirmeliyiz. O gerek de; iş yapmak ve üretmektir. Gerisi ise, laf-ü güzaftan ibarettir...