Dünya barışı Türkiye'nin elinde!

A -
A +

Suriye ve İsrail aralarındaki kronikleşmiş ihtilafları çözmek için; bölgenin yegane istikrarlı ülkesi olan Türkiye'den gelen "arabuluculuk" teklifine olumlu cevap verdiler. Türkiye'nin nazım rol oynamasını ve hakemliğini kabul ediyorlar. Türkiye'nin daha düne kadar kanlı-bıçaklı olduğu komşularından böyle bir teklifle karşılaşmasında; AK Parti iktidarının ve onun son derece iyi niyetli ve gayretli lideri Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün çabaları takdire şayandır. Bu arada; Hikmet Çetin, Afganistan'da NATO'nun sivil temsilcisi olarak yarın görevine başlayacak. Kabil'e giden Çetin "Afganistan'ın dünyadaki sesi Türkiye olacak. Afganistan'ın huzura, barışa ve istikrara ihtiyacı var. Zor ve karmaşık bir göreve gittiğimin bilincindeyim. Afgan halkının sıkıntılarını sona erdirmek için uğraşacağım..." dedi. BM Genel Sekreteri ile görüşen Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin "çözüm"den yana iyi niyetini, bütün açıklığı ile ortaya koydu. Kıbrıs konusunda müzakerelere katılacak tarafsız bir arabulucu önerdi. Türkiye'nin gösterdiği jeste, Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan da aynı şekilde mukabele edebilirse, "çözüm" için çok önemli bir adım atılmış olur. Nitekim, ABD Dışişleri Bakanı Powell, Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu'yu arayarak; "Erdoğan cesur bir adım attı; sıra sizde -siz de Rumlara baskı yapın- !.." dedi. Şimdi ise, top ABD'dedir. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti, iki ülke arasındaki münasebetlerin önemi kadar Kıbrıs için de önem arzediyor. Kozlar ellerinden alındı! Bilindiği üzere; daha önceki süreçte, Papadopulos'un siyasi manevraları yüzünden uzlaşmaz taraf olarak Rauf Denktaş ve Türk kesimi ilan edilmişti. Halbuki, 'Annan Planı'na Türk tarafının çekinceleri kadar Rum tarafının da vardı. Türk tarafı bu çekincelerini ortaya koyup masadan çekilince, Rum tarafına susmak ve uzlaşmacı gözükmek kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın girişimleri sayesinde, Rum kesiminin elinden bu koz alınmaktadır. Zira, Türkiye ve KKTC, Annan Planı zemininde görüşmelere arzulu olduğunu BM Genel Sekreteri'ne bildirdi. Hatta, Başbakan Tayyip Erdoğan daha da ileri giderek; çözümün bir an evvel gerçekleşmesi için Genel Sekreter'e "binlerce sayfalık metin yerine, daha dar kapsamlı bir metin" önerisinde bulundu. Güney Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Papadopulos, Türkiye'nin bu barış hamlesini önlemek için, ABD'deki Rum-Yunan lobisini harekete geçirdi. Etkili Rumlar'la Beyaz Saray'a ve ABD Dışişleri Bakanlığı'na baskı yapmaya başladılar. Ancak, görünen o ki, Rum baskıları bu defa sonuç vermeyecektir. Bu durumun ilk sinyali ABD Dışişleri Bakanı Powell'dan geldi. Powell, Yunanistan Dışişleri Bakanı'nı arayarak, Güney Kıbrıs'a baskı yapmasını istedi. Kıbrıs'ta belirleyici rolü ABD üstlenirken, kendisinden istenen; her iki tarafa da eşit mesafede durmasıdır. Şimdiye kadarki Rum'un uzlaşmaz tavrı, başta ABD olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkelerinin kendilerini tutup şımartmasından kaynaklanmaktadır. Kıbrıs meselesi millete mal olmuş bir konudur. Ayrıca Türk Genelkurmayı'nın da işaret ettiği şekilde Kıbrıs; Türkiye'nin güvenliği için hayati önem arz etmektedir. Bölgenin en istikrarlı ülkesi Türkiye'miz, bölgesinin en güçlü ve istikrarlı ülkesidir. 1959-60 şartlarında Londra-Zürih Antlaşmalarını yapan ve hiç yoktan çok önemli hak ve kazanımlar elde eden Türkiye; elinin çok daha güçlü olduğu bugün itibariyle çözümden yana tavır koyarken, hayatî çıkarlarından asla geri adım atmamalıdır. Egemenliğe dayanan iki kesimliliğin tanınması, Türkiye'nin garantörlük haklarının devamı ve Ada'daki Türk askerî varlığının sürdürülmesi bizim için olmazsa olmaz hususlardır. Dikkat edilirse; bu hususlar aynen karşı taraf için de söz konusudur. Türkiye ve Kıbrıs Türk kesimi çözümden yana tavrını açıkça ortaya koymakla, dünya kamuoyu nezdinde önemli prestij kazanmıştır. Şimdi top Rumlarda...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.