Kıbrıs'ın her iki kesiminde yapılan referandum beklenildiği gibi sonuçlandı. Tüm dünya uzlaşmaz tarafın Rum kesimi olduğunu bir kere daha ve çok net bir şekilde gördü. KKTC halkının, Türkiye'nin başlatmış olduğu; çözümden yana süreci "evet" oyları ile tescil etmesi, hem kendilerinin ve hem de Türkiye'nin önünü açtı. Artık hiçbir dış temasta ve uluslararası toplantı ve müzakerelerde Kıbrıs konusu bir engel olarak Türkiye'nin önüne konulamayacaktır. AB, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne; 1 Mayıs 2004 tarihinde birliğe dahil etme sözü vererek, kazdıkları kuyuya düşmüş oldu! Nasıl pislettilerse, şimdi de temizlesinler bakalım! Rum tarafı, AB'den bu hukuksuz sözü almış olmanın rahatlığı ve sorumsuzluğu içinde sandığa gitti ve "hayır" dedi! Akılları sıra; "hayır" demekle birşey kaybetmeyecekler ve KKTC'nin çözülmesine sebebiyet vermiş olacaklar! Bu ham hayallerinin gerçekleşmesini daha çok beklerler! Okka altına gidenler!.. KKTC tarafında "hayır"ı destekleyenler de okka altına gitmiştir KKTC halkıyla ve bu halkın özlem ve beklentileriyle ne denli tezat teşkil ettiklerini onlar da gördüler! Bu durumun icabını yerine getirmek de kendilerine düşmektedir! Nitekim, "hayır" yanlısı Cumhurbaşkanı Sn. Rauf Denktaş, böyle bir durumda istifa edeceğini açıklamıştı. Bu durum karşısında yakışık olanı da budur zaten. Sn. Rauf Denktaş; referandumda "hayır" kampanyası başlatmakla bir yerde kendisini de oylatmış ve neticesini görmüştür. Bu sonuç karşısında da istifa etmiyeceğim diyorsa, kendi bileceği iştir! Demokrasilerde halkın istemediği koltukta nasıl oturulabileceğini hep birlikte göreceğiz! O yaşın ve siyasi birikimin tavrı bizce bu değildir. Kahramanların ölümü ayakta olmalıdır! Rum Kesiminin bu pervasızlığı karşısında AB de gerekeni yapmalıdır. 1 Mayıs 2004'te Rum Kesimini AB'ye almak gibi bir haksızlığa ve hukuksuzluğa meydan vermemelidir. AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Werheugen, "Rumlar beni aldattı" diyor ve oylama sonucunda da; çok üzüldüğünü ifade ediyor! O halde neden gereğini yapmıyorsunuz? Onlar, verdikleri sözde durmadılarsa, siz de durmayın ve AB'ye dahil etme işlemini erteleyin! Ta ki, Rumlar "evet" desin! Bundan böyle Türkiye'ye düşen; teenni ile hareket etmek ve dünya çapında yoğun diplomatik atak başlatmaktır. İşte; durumdan vazife çıkarmak diye buna denir! Başlatmış olduğumuz çözümden yana barış sürecini, aynı kararlılıkla devam ettirmeliyiz. KKTC üzerinde tatbik edilen ambargonun kaldırılmasını sağlayarak KKTC'nin kara ve deniz limanlarını dünyaya açmalı, KKTC'yi içinde bulunduğu izolasyondan kurtarmalıyız. İnisiyatif alan taraf olduk!.. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün ifade ettiği gibi; "İnisiyatif alan taraf olduk." Alınan bu inisiyatifi en iyi şekilde ve sonuna kadar kullanmak ve bunun meyvelerini devşirebilmek de Türk siyasetçi ve hariciyecisine düşmektedir. Türk tarafının "evet" oyları kendilerini dünyadan izole eden ve ambargo uygulayanların yüzüne bir şamar gibi inmiştir. BM, AB, ABD ve bütün dünya kamuoyu, barış ve çözüm istemeyen tarafı çok açık şekilde gördü. Artık bundan böyle Rum'un oyunu bozulmuştur. Aldatıldıklarını ve oylama sonucundan dolayı üzüntülerini dile getirenler; gereğini yapmalıdırlar. Aksi halde onlar da Rum'un durumuna düşerler! Ve, aynı suça ortak olurlar!