Dünyanın en mazlum milleti!

A -
A +
Dünyanın en mazlum milleti biz Türkleriz. Tarih boyunca 16 devlet kurup, âleme şan ve şerefle nizamat vermişiz. Son Cihan Devletimiz olan Osmanlı İmparatorluğu, yedi iklim-üç kıta üzerinde dünyaya adalet ve hoşgörü dağıtıp saçıyordu.
Mütefekkir şairin belirttiği gibi: 'O irtifa, o yükseklik; çıkılmaz bir nokta mı idi, bilmem?! Lakin, bu inhitat, bu çöküş; inilmez bir kuyu gibidir!' 
Tarihçilerin iddiasıdır: Geçen asrın başlarında; devlet ve milletimizin başına çöreklenmiş bir avuç maceracı-sergerde yüzünden (İttihat-Terakkiciler) Cihan Devletimiz yıkıldı. Bu tespit doğrudur; ancak bir eksiği ile; o da: Yıkılan o devletin içindeki bütün müesseseleri çürümüştü! Şeklen ulu bir çınar görünümünde idi ama, içinden çürümüş ve koflaşmış idi. 
Başta Padişahlarımız olmak üzere; devlet ve milletimizin uğramış olduğu iç ve dış ihanetlerin dünyada emsali görülmemiştir. Bu ihanetlerin elbette bedeli olacaktı ve o gün bugündür; hem içeridekiler ve hem dışarıdakiler bu bedeli, çok acı şekillerde ödemekteler! 
Osmanlı'nın yıkılışı ile kurulduklarını zanneden onca devletçikler; gerçekte birer sömürge olduklarını, çok geçmeden anladılar ama; iş işten çoktan geçmişti! 
İç ve dış ihanetlerin en belirleyici bedeli; bey iken, amir ve yönetici iken, uşak konumuna gelmektir. Koca Osmanlı coğrafyası, aradan bir asır geçmesine rağmen; çok imrendiği ve uğrunda öz devletine ihanet ettiği Batı'nın uşağı olmaktan kurtulamamıştır! 
Yarın PKK terör örgütünün tarihi yazıldığında; mazlum milletimize karşı, iç ve dış ihanet şebekelerinin nasıl el ele verdiklerini ve geçen onlarca sene boyunca ne denli melanetleri icra ettiklerini ibretle okuyacağız. Tabii, yine iş işten geçmiş olarak!.. 
Bugün için şu kadarını belirtmekte fayda var: Dışımızdaki düşmanları ve onların, şeytanları çatlatan dümen ve tezgâhlarını anlıyoruz. Ama, Allah aşkına! Söyler misiniz; içimizdeki beyinsiz işbirlikçilere ne oluyor?! İçimizdekiler, nasıl oluyor da düşmandan daha düşmanca tavırlarla bu mazlum milletin ensesinde boza pişirebiliyor?! 
Düşmanın dışarıda tezgâhladığı ihanetlerin bin beterini, içeridekiler, kendi milletine reva görüp, nasıl uygulayabiliyorlar?! Bu nasıl bir ruhtur; nasıl bir karakterdir?! 
Şeytan, ahir zamanın din adamlarını; insanları saptırmakta kendi fevkinde görünce, istirahata çekilmiş. Nasılsa demiş, bunlar benim melanetlerimi benden çok daha iyi sergiliyorlar. O halde, benim ayrıca melanet işlememe gerek yok!.. 
Tıpkı Şeytan gibi; dışımızdaki düşman da bakmış; içimizdekiler, kendilerinden daha fazla eziyet edip; milleti inim inim inletiyorlar! Boşuna masraf edip, zaman öldürmeyelim demişler ve işgallerini sona erdirip çekip ülkelerine dönmüşler. Artık seyirle yetiniyorlar ve avuçlarını, aynı iştahla ovuşturmaya devam ediyorlar! 
Ama; ne demişler? Alma mazlumun ahını; çıkar aheste aheste!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.