Dünyayı yönetenler

A -
A +

Başını ABD'nin çektiği, kurulmakta olan Yeni Dünya Düzeni tamamen 'güç' ve 'güçler' etrafında şekillenmektedir. Bu 'güc'ü elinde bulunduranlar ise, görünürdeki devletler ve onların yöneticileri değildir. Bunların her birisi, görünmez gizli güçlerin maşalarıdır. Dünyayı, ABD ve Batı ağırlıklı çok uluslu şirketler yönetmektedir. Dünyanın her tarafındaki ihtilalleri yapan, savaşları sürdüren, iktidarları devirip kuranlar bunlardır. Bunlar, perde arkasındaki sömürge imparatorladır. Rejimi ne olursa olsun, hemen bütün ülkelerin yer altı ve yer üstü zenginlikleri bunlar tarafından işletilmekte; buralardan elde ettikleri gelirleri de kendi emelleri doğrultusunda kullanmakta ve böylece hem kendi varlıklarını ve hem niyetlerini gerçekleştirip sürdürmektedirler. Adı sanı ne olursa olsun bütün uluslararası kuruluşlar, bu gizli güçlerin emrindedir. Tek kutupla kalan dünyada ABD, bu gücün şövalyesi konumundadır. Bakınız; 193 ülkeden meydana gelen BM, aynı teşkilatın Güvenlik Konseyi Üyesi olan Suriye'nin girişimleri ile; İsrail'in Filistinlilere karşı Cenin'de yaptığı katliamları araştırıp incelemek ve bir rapor hazırlamak için karar alıyor. Önce, ABD'nin girişimleri ile, metindeki 'katliam' sözcükleri çıkarılıyor. Daha sonra ise, bu inceleme ve araştırmadan vazgeçiliyor! İyi haber alan kaynaklar; bu incelemeden vazgeçilmenin karşılığı olarak; İsrail askeri güçlerinin kuşatmasında bulunan Arafat serbest bırakılıyor! Aynı Arafat; kuşatmadan kurtulur kurtulmaz, bir yandan İsrail'e ateş püskürürken diğer yandan, insan kasabı Şaron'la barışı görüşebileceğini ileri sürüyor. Yani, dünya kamuoyu nezdinde, hatta İsrail'de bile prestiji sıfıra düşmüş Şaron'a ve yaptıklarına adeta meşruiyet kazandırıyor! Bütün bunlar, görünürde ABD'nin başının altından çıkıyor. Gerçekte ise, ABD'yi de idare etmekte olan, çok uluslu şirketler olarak tanımlayabileceğimiz gizli güçler marifetiyle yapılıyor! Bu arada; ta işin başlangıcından beri, İsrailli askerlerin, Filistin'nin sivil yerleşim yerlerini girip; evlerinden zorla topladığı, belden yukarılarını soyup, ellerini arkalarından ve gözlerini bağlayıp götürdüğü binlerce Filistinli gençten haber yok! Bu gençler nerelere götürülüyor ve bunlara ne gibi bir muamele yapılıyor? Cenin katliamlarını araştırmaktan vazgeçen BM mi bu işin peşine düşecek?! Basın mı, komşu Arap ülkeleri mi, İslam ülkeleri mi, AB veya dünyanın öteki ülkeleri mi?! Kim? Dışişleri Bakanımız, Yunanistan Dışişleri Bakanı ile beraber, neden sonra bölgeye gidip arz-ı endam ettiler. Ancak, bu toplama kamplarına gitmek veya oradakilerin akıbetlerini sormak bile akıllarına gelmedi! Bu gidişle; topyekun insanlığın, 'durdurun dünyayı inecek var!' demesi pek yakındır! Zira; şairimizin belirttiği gibi: 'Fabrikam! Mühendisin kaçtı; ya dur, ya patla!'

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.