41 gün süren uzunca bir aradan sonra, koalisyonu teşkil eden parti liderleri nihayet bir araya gelebildi! İçerideki ve dışarıdaki bütün siyasi gözlemciler, siyaset ve devlet adamları, gazeteciler, köşe yazarları; kısaca hemen herkesin beklentisi Ecevit'in istifa edeceği yönünde idi! Herkes, evine kapanan Ecevit'in, geçen bunca zaman zarfında bir vicdan muhasebesi yaptığını; kendisinin bu haliyle ne parti liderliğini ve ne de Başbakan'lığı yürütebileceğini anlamış olduğundan; kendisi ve memleket için gerekli hayırlı kararı açıklayacağını bekliyordu! Öyle olmadı ve sayın Ecevit, herkesi şaşırtan açıklaması ile, kendisini, partisini, hükümeti ve bütün bir milleti belirsizliğin kucağına atıverdi! Burada da onun iyi niyetinden kimse şüphe etmiyor! Ecevit; hükümetteki uyum görüntüsünün ve bıçak sırtında giden piyasalardaki dengesizliğin daha fazla bozulmaması için, kendisini feda edercesine böyle bir açıklama yapıyor ama; görünen köy kılavuz istemiyor! Çünkü; her şeyden önce, kürsüde konuşmaya çalışan Ecevit'in hali, kendisini yalanlıyor! Dil sürçmeleriyle dolu, bundan önceki konuşması, gazete manşetlerine ve köşe yazarlarının sütunlarına konu olmuştu. Son açıklaması da öyleydi. Ecevit'in, nasıl güçlü bir hatip olduğunu bilmeyen yoktur. O Ecevit'le, iki kelimeyi bir araya getirip doğru dürüst bir cümle kuramayan bu günkü Ecevit mukayese edilince; uzatmaların oynandığını herkes görüyor ve kimse söylenilenlere inanmıyor! Çok kimse, inanmak istemesine rağmen inanamıyor! Ecevit'i sevsin veya sevmesin, onun bu halini görüp de üzülmeyen insanın olabileceğini düşünemiyorum! Üzülmekle işler düzelse, hep beraber üzülelim ama!.. Sayın Ecevit, hâlâ hükümetteki uyumdan dem vuruyor; belli ki, bu, onun iyi niyetinden kaynaklanıyor! Aynı gün, MHP'li Meclis Grup Başkan Vekili Murat Sökmenoğlu, ana dilde eğitim ve yayın konularında, hükümetin şu veya bu şekilde atacağı bir adımla beraber, MHP'nin hükümetten kopacağını ifade etti. Ecevit ise, bu mevzuların basit ve aşılamayacak konular olmadığını, onlar için asıl önemli işin idam meselesi olduğunu söylüyordu. Halbuki MHP, idam konusunda; kendi dışındaki hükümet partilerinin muhalefetle iş birliği yapabileceklerini ve bu durumun hükümetin bozulmasına sebep teşkil etmeyeceğini devamlı vurguluyordu. Bundan anlaşılan o ki, hükümeti teşkil eden partilerin ne istediğini ve neleri istemediklerini, hükümetin başı olan Ecevit bilmemektedir! Bilmiyor ki, hâlâ uyumdan bahsedebilmektedir! Ecevit'in sağlığı ve hükümet partileri arasındaki; birinin ak dediğine diğerinin kara dediği derin uçurumlar bu harcı bitirmiştir! Siz, istediğiniz kadar inşaata devam deyin!