Biz istediğiniz kadar, modern demokrasi normlarına uygun konuları çıkarıp, mevzuatına dahil edin. Neticede onları okuyup yorumlayanlar ve tatbik mevkiine koyacak bizim insanımız değil mi? Her kademedeki insanımız acaba bunları nasıl uygulayacak? Bunlar, eski alışkanlıklarından kurtulabilecekler mi? Adalet Bakanı Cemil Çiçek açıkladı: "... Yeni çıkan Ceza Kanunu ile ilgili olarak; hakim ve savcılarımız eğitimden geçirilecek..." Son derece sevindirici ve yerinde bir karar... Seneler senesi trafikten, trafik kazalarının fazlalığından ve trafik cezalarının azlığından şikâyetçi olmaktayız son beş senedir; trafik cezalarını ağırlaştırma konusunda epeyce çalışma yapıldı. Bayağı ağır kanunlar da çıkarıldı. Peki bütün bunlar; trafik kazalarını önleyici ve sürücülerin trafik kaidelerini ihlallerini önleyip caydırıcı olabildi mi? Meselâ alkollü araç kullanan sürücüye hapis cezası getirildi. Sistemin ıslaha ihtiyacı var... Bütün bu önleyici tedbirlerin netice vermesi tek bir şarta bağlıdır. O da eğitimdir. En az eğitim kadar önemli olan diğer bir husus da; insanımızın, insanca geçinebileceği kadar maaş alabilme keyfiyetidir. Açlığa mahkûm ettiğiniz insanları istediğiniz kadar eğitin; bir direnir, iki direnir ama üçüncüye teslim olmaya mahkûm olur! İnsan onuruna yaraşır maaşın yanında hâlâ rüşvette ve görevini suiistimalde ısrar varsa; bu insanlar cezanın ötesinde tedaviye muhtaçtır. O halde sistemin baştan ayağa ıslaha ihtiyacı vardır. Bir yerinden tutup orasını düzeltmekle işin içinden çıkılamıyor. Kanunda yazılı cezayı vermedikten sonra; o cezanın ağırlığı verilecek rüşveti artırmaktan öte bir mana ifade etmiyor, edemiyor. Bu iş, sadece polisin eğitimiyle ve onun maaşıyla da ilgili değil. Başta sürücüler olmak üzere toplumun hemen her ferdi ile ilgilidir. Bir sürücü, köy kahvesinde, polisi nasıl aldattığını (!); 180 milyonluk ceza yerine olayı, bir 20'likle nasıl kapattığını ballandıra ballandıra anlatınca, onu dinleyenlerden bir tepki -hiç olmazsa dinlememek şeklinde olsun en ufak bir tepki- görmeyince suç adeta benimsenir hale geliyor. Bırakın Avrupalı polisi, Kıbrıs'ın Türk kesimindeki trafik polisine rüşvet teklif edemezsiniz! Ettiğinizde soluğu mahkemede alırsınız! Birinciliği kimseye kaptırmayız?!. Geçen hafta BM İnsani Kalkınma Raporu yayınlandı. 162 ülke arasında Türkiye'nin yeri 88. sıra... Yani, tüm AB ülkelerinin olduğu gibi; birliğe yeni girecek Romanya ile Bulgaristan'ın bile gerisinde. Böyle eğitimsiz bir ülke tabii ki; rüşvette, trafik kazalarında, bebek ölümlerinde, kap-kaç olaylarında, uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımında ve bu kullanım yaşının onbirlere kadar inişinde en önlerde bulunacak; hatta bazılarında birinciliği kimseye kaptırmayacaktır?