Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başta ABD Başkanı Bush, BM Genel Sekreteri Annan olmak üzere; üst düzey görüşmeler yapmak ve bir dizi etkinliklere katılmak üzere ABD'de bulunuyor... Biz de, mahdut sayıda gazeteci ile birlikte, özel uçağında kendisine refakat ediyoruz. Washington ve New York'ta temaslarda bulunup çeşitli etkinliklere katılacak Başbakan'ın bu seyahati yol dahil bir hafta sürecek. Yani, beş iş gününü dolu dolu geçirecek. Şüphesiz, bu temaslardan en mühimi, Başkan Bush ile yapacağı görüşmedir. Malum; her iki ülkenin de birbirlerine karşı olan tutum ve davranışları; her iki taraf yetkililerince devamlı vurgulandığı şekliyle, "dost ve müttefikliğe" yaraşır biçimde değildir. Neden böyledir; hikayesi uzun... Her iki tarafın da kabahatleri; birbirlerine güven vermeyen davranışları oldu. Bush, elli senenin politikasını belirledi Başkan Bush, yegane süper güç kalmanın imtiyazını kullanarak; ABD'nin belki de önümüzdeki elli senenin perspektiflerini değerlendirerek bir politika belirledi. Bu durumu da gizlemeyip bütün dünyaya ilan etti. Tesbit edilip uygulamaya konulan bu politikaların odak noktasını, başta petrol olmak üzere, dünyadaki enerji kaynakları teşkil etmektedir. Önümüzdeki yüz yıl; yani 21. Asır Pax Americana çağı olacağından kimsenin şüphesi olmasın! Dış politikada büyük devletlerle; hele hele yegane süper güç kalmış ABD ile münasebetler, idare-i maslahatçılıkla yürütülemez. Bunu, zaten Bush da, "ya, yanımızda; ya da karşımızda olursunuz!" diyerek açıklamıştı. Türkiye'mizin yolu -üzerinde bulunduğu stratejik coğrafya yüzünden- ister istemez ABD ile kesişiyor. Dolayısıyla, Türkiye; "bana ne?" deyip kenara çekilerek pasif politika güdemez! Zira, şartlar onu aktif olmaya zorlamaktadır. İşte, Başbakan Tayyip Erdoğan, ülkesi için bu zor kararı verecek ve bu karar, tıpkı ABD'nin olduğu gibi Türkiye'nin de elli senesini yönlendirip şekillendirecektir. Tezkere ve çuval giydirme krizlerinden sonra; Türk-Amerikan münasebetleri, tabiri caizse güreş oyunundaki "el-ense" faslıyla geçiştirilerek bugüne gelindi. Taraflar, birbirlerine karşı yeni oyunlar deneyip, bu güreş oyununu sürdürecek mi; yoksa, dost ve müttefikliğin gereği olan el ele tutuşup birlikte ayağa mı kalkacaklar; bunu hep birlikte göreceğiz! ABD, Türkiye'yi yanında görmek istiyor ABD, ilan edip tatbik mevkiine koyduğu ve bundan böyle de uygulayacağını ısrarla vurguladığı politikalarında Türkiye'yi yanında görmek istiyor. Bu durumu, hem açıktan dillendiriyor ve hem de; Orta-Asya petrol boru hatlarının Türkiye'nin üzerinden geçişini temin ettirmekle fiili olarak işaretlerini de veriyor! Yani demek istiyor ki; gel bu oyunu beraber oynayalım ve paylaşalım. ABD, Türkiye'yi tıpkı İngiltere gibi, fiili olarak yanında görmek istiyor. ..... Not: Yarınki makalemizde bu konuyu işlemeye devam edeceğiz.