Erdoğan'ın tarifi

A -
A +

Siyasî istikrarsızlıkla neleri kaybettiğimizi en iyi iş dünyası bilir! Bundan dolayıdır ki, tamamen bir tepki anayasası olan 1982 Anayasamız, her ne kadar "temsilde adalet, yönetimde istikrar"ı birlikte belirtip ifade etmişse de; yüzde 10'luk baraj ve seçim kanunumuzdaki düzenlemeler âdeta "istikrar"a biraz daha fazla vurgu yapmaktadır. Anayasalar ve kanunlar da milletlerin ihtiyaçlarından doğarlar ve bu ihtiyaçlara cevap teşkil etmek içindirler. Ve, tabiatıyla zamanla, ihtiyaçların değişmesiyle bunlarda da gerekli değişiklikler yapılır. Türk toplumu, 90'lı yılların başından itibaren istikrarı aradı. 1991-2002 arası (koalisyon dönemleri) maalesef ülkemiz için kayıp yıllardır. Kayıp yılların her bakımdan bedeli pek ağır olmuştur... İstikrarın kıymetini bilelim Ancak on bir sene sonra yakaladığımız bu siyasî istikrarın kıymetini hep birlikte bilmeliyiz. Milletimiz bir partiyi tek başına iktidara taşımıştır. Anayasa ve kanunlar gereği, bu iktidara beş yıllık yönetim müsaadesi vermiştir. Bu sürenin kısalığı-uzunluğu teknik bir meseledir ve Meclis'te düzeltilmesi lazımdır. Şimdiye kadar değiştirilmediğine göre, mevcut haline herkesin uyması ve saygı göstermesi kanunî bir mecburiyettir. Hükümeti, mevcut kanuna göre icra-i faaliyette bulunmasından dolayı eleştirmek abesle iştigaldir. Ülkemizde uzun süredir bir Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışması sürdürülmektedir. Birçok cepheden açıkça dillendirilmektedir ki, bu Meclis cumhurbaşkanını seçmemeliymiş! Bu durumu Meclis'teki ana muhalefet partisi de istemektedir ki; bu durum düpedüz kendilerini inkârdır. Meclis'in yasama süresi kanunla belirlenmiştir. Bir yasama süresinin başında çıkarılan kanunlara meşru, sonunda çıkarılan kanunlara ve alınan kararlara gayr-i meşru mu diyeceğiz? Böyle bir mantık sefaleti olabilir mi? Hevesleri kursaklarında kaldı! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da en sonunda, istemese de bu tartışmaya katıldı. Gazeteciler sorunca; kafasındaki Cumhurbaşkanı modelini, yani taşıması gereken özellikleri saydı. Başbakanın bu açıklamlarından herkes, kendisine göre manalar çıkardı. Bunların çoğunluğuna göre; Başbakan, cumhurbaşkanlığı için kendisini tarif etmiştir! Kim ne derse desin, nasıl değerlendirirse değerlendirsin, Başbakan bu açıklamasıyla, felaket tellallarının heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Sadece bizdeki değil, globalleşen tüm dünya piyasalarının ne denli hassas olduğu ve birbirlerini nasıl etkiledikleri hepimizin malumudur. Bindiğimiz dalı kesmeyelim ve içinde bulunduğumuz güven ve istikrar ortamının kıymetini bilelim. Yetti artık; bu millete gerginlik değil iş ve aş lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.