Bir haftadan beri siyaseti yerinden, Ankara'dan kokluyorum. Siyaset adına tam bir keşmekeş ve hercümerç ortamı.. Çeşitli parti merkezlerini ziyaret ederek yetkililerle görüşüyorum. Bütün partilerde heyecan ve koşuşturma var. Parti genel başkanlarından söz alabilen bürokratlar istifalarını verdiler. DYP dışındaki bütün partiler, zaman darlığını bahane göstererek, milletvekillerini merkez yoklaması ile belirleyeceklerini ilan ettiler! Bu arada ANAP Isparta milletvekili Erkan Mumcu'nun haysiyetli bir çıkışına şahit olduk. Önceki gün, TGRT'nin Ankara stüdyolarına gelip canlı yayına çıktı. Yayından sonra kendisiyle görüştüm. Çok sıkıntılı ve düşünceli idi. Siyaset adamının içine düşürüldüğü hali, sayın Mumcu'nun yüz ifadesine bakarak görmek mümkündü! O yüzde; siyasetteki çarpık yapılanmayı, binbir parçalı bölünmüşlüğü, lider sultasını, üst üste seçim kaybeden liderlerin koltuklarına daha bir sıkı yapıştıklarını, liderlerin milletin vekillerinden ziyade şahsi vekillerini arayış içinde olduklarını. Siyasetin millete hizmet yarışı yerine şahsi bir rant, güç ve çıkar kavgası olduğunu görmek pekala mümkün!.. Yaşadıkları ile siyasetten tiksinme ve kopma noktasına gelen bu haysiyetli ses bakın ne diyor: Ayrıcalıklı bir azınlığın değil, milletin vekiliyim. Bir kısım elitin isteklerine göre değil, milletin isteklerine göre hareket ederim. Parti liderleri demokrasimiz için istikrarı samimiyetle istiyorlarsa, Türkiye'nin menfaatlerini şahsi menfaatlerinin üstünde görüyorlarsa, koltuk sevdasından vazgeçsinler! Parti içi demokrasiyi işletemediğimizden, siyasette parçalanmalar kaçınılmaz oluyor ve böylece siyasi istikrar bir türlü temin edilemiyor. Dolayısıyla siyaset tabii mecraında akmıyor! Partiler kendi içlerinde kendilerini yenileyemiyor; halktan kopuklar, halkın denetimine açık değiller. Bu takdirde doğurganlık kaçınılmaz oluyor! İste parçalı siyasetin sebebi bu! İstikrarsızlığın önündeki tek engel, belli siyasi grupların koltuklarına yapışması ve ne pahasına olursa olsun bundan vazgeçmemeleridir. Bir kısım elit çevreler, sun'i ittifaklar yaptırarak siyaset oligarşisinin yerleşmesini istiyorlar! Gücü, çıkarı ve ayrıcalıklı olmayı kendi aralarında paylaşan son derece sanal bir çerçeve oluşturmak peşindeler! Türkiye çok kritik bir yol ayırımındadır. Türkiye'nin önüne yapay ittifaklar koyarak, milletin önünü tekrar kesmek istiyorlar. Oysa bu yol kaç kere denendi ve durum ortadadır! Bunu yeniden denemeye gerek var mı? Halk, elinden alınmak istenen seçme hakkına sahip çıkacak ve bunlara gerekli dersi verecektir! Bu zihniyet, milletin oyuna ipotek koyarak Türkiye'nin huzurunu kundaklıyor!' ÇERÇEVE sütunumuzda defaatle dile getirdiğimiz görüşlerimize Meclis'in içinden haysiyetli bir yandaş bulmanın mutluluğunu yaşadım; ama açık söyleyeyim gelecek için umutlu olamadım!