Eskilere ne oldu?

A -
A +

3 Kasım seçimlerini doğru okumak gerekir. Millet, Parlamentoyu yenilerken; senelerce bel bağladığı ve yine senelerce bir türlü milletin dert ve beklentilerine çare üretmeyen eski siyasi yüzleri tek kelime ile sildi! Bu arada; milletin içine itildiği sıkıntı ve ıstırabın şiddetine bakın ki, eskileri defterden silerken onların iktidar veya muhalefette olmalarına bakmadı; çare olarak gördüğü Parlamento müessesesindeki çaresiz insanları görünce topunu birden kapıya koymakta tereddüt göstermedi! Millet, seneler senesi gönül verdiği siyasi parti genel başkanlarından boş yere özveri bekledi. Krallardan, milletin vekillerine saygı ve parti içi demokrasi bekledi! Genel başkanların yapamadığını millet kendi elleriyle yaptı! Nitekim, Parlamento dışına itilen hemen bütün siyasi partilerin genel başkanları bu görevlerinden ayrılacaklarını açıkladılar. Demokrasi adına bu da büyük bir kazançtır. Zira, her şeyi ben bilirim anlayışındaki genel başkanlar, demokrasiyi ve demokrasi adına olabilecek tüm yaklaşımları tıkayan birer vaka idiler! Hem öyle bir vaka ki, seçim kaybettikçe koltuklarına daha sıkı sarılan ve gittikçe kendilerini ve partilerini küçülten, iflah olmaz cinsinden vakalar!.. Burada en dramatik sonu yaşayan DYP ve Çiller oldu. Ana muhalefet partisi olmasına rağmen; eski ve yıpranmış olması, kıl payı ile de olsa onu da barajın altına itti! Oysa; DYP, demokrasimizin en eski ve en sağlam çınarı DP ve AP geleneğinden geliyordu. Haksız yere 1997'de iktidardan uzaklaştırıldı ve son beş senedir muhalefette idi. Muhalefet, Parlamentoda denetim görevi yapar. Son beş senedir, millet, içine itildiği perişanlıktan öylesine bizar oldu ki, iktidar-muhalefet demedi; ne kadar eski yüz varsa hepsini bizzat denetledi ve Parlamento dışına attı! 3 Kasım seçimleri öncesi DYP tarihi bir fırsat yakalamıştı. Merkez sağı tek başına oluşturabilirdi. ANAP'ta genel başkanlık ve Başbakanlık yapan Yıldırım Akbulut'u, Aydın Menderes'i saflarına katmıştı. Tuğrul Türkeş ile ittifak yaptı. M. Ali Bayar'ı önce YTP'ye kaptırdı, ardından Süleyman Demirel'in araya girmesiyle birliktelik sağlanabildi! Tansu Çiller en büyük yanlışı, seçim propagandalarında AK Parti lideri Tayyip Erdoğan'a yüklenmekle yaptı. Halbuki Tayyip Erdoğan mağdur olup, zaten Parlamentonun dışında idi! Üstüne üstlük, yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında birinci parti konumunda idi. Yani milletin yegane ümidi idi. Nitekim seçim sonuçları bunu gösterdi. Milletin ümüğünü sıkanlar dururken Tayyip Erdoğan'la uğraşmak ve onu hedef almak, kendini ve partisini hedef yapmaktan öte bir işe yaramadı! Öyle de oldu! Olan şey, tarihte görülmeyen bir olay! İktidar partileri ile birlikte ana muhalefet partisi de siliniyor! Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller bugün istifa ediyorlar. Ba'de harab-il Basra! Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller'in birbirlerinin gözlerini oymaları hem kendilerini ve hem de partilerini bitirdi. Dolayısıyla, merkez sağda meydana gelen boşluğu da AK Parti doldurdu! Ne denir; yemeyenin malını yerler!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.