Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özellikle Batılı ülke temsilcilerinin Diyarbakır ilimize vaki ziyaretlerinden rahatsız olduğunu dile getirdi. Ve; neden illa Diyarbakır da; Rize, Erzurum, Sinop değil diye, batılıların bu konudaki art niyetlerine vurgu yaptı. Batılıların Diyarbakır merakı, ne bölgesel kalkınmamışlıktan ve ne de o yöre halkının insan hak ve hürriyetlerini kullanamamasından kaynaklanmaktadır. Açık seçik olarak ifade edelim ki, tek merakları Kürtler, Kürtçülük ve Kürt devletini kuvveden fiile çıkarmak için destek olmaktır! Yanınızdayız mesajı vermektir! Bir kısım Kürt kökenli vatandaşlarımızın kandırıldığı ortadadır. Türkiye bunun sıkıntılarını çok ağır bedeller ödeyerek, senelerce çekti ve el-an da çekmeye devam etmektedir. Ba'de harab-il Basra! Şimdi aynı sıkıntıyı bizimle birlikte İran-Irak ve Suriye de çekmektedir. Çünkü, Kürtler bu dört ülkede de yaşamaktadırlar. Kuzey Irak'taki Kürt oluşumu bellidir. Zaman zaman kaplarına sığmadıkları da cümle âlemin malumudur! Maalesef bu problem, en az Batılılar kadar adları zikredilen bu komşu ülkelerimiz tarafından da kaşınmıştır! O vakitler, üzerimize saldıkları bu ejderhanın kendilerine dokunmayacağını zannediyorlardı. Irak'taki yeni oluşumla birlikte kazın ayağının hiç de öyle olmadığını gördüler ama; Ba'de harab-il Basra! Bugün aynı tehdide maruz kalan tüm bu ülkeler, Türkiye'den medet umar konumundalar. Daha düne kadar burunlarından kıl aldırmayan ve bölücü terör örgütü mensuplarını topraklarında barındırıp besleyerek, üzerimize salan bu ülkeler; aynı silah kendilerine doğrultulunca feryadı basıyorlar. Hal çaresini Türkiye'den, Türkiye'nin müşterek hareketinden bekliyorlar! Zaman ve şartlar ne çabuk değişiyor! Üç-beş sene önce bunları söylediğinizde size gülerlerdi. Yaa; etme-bulma dünyasıdır bu! Terörün dininin milliyetinin olamayacağını ve hiçbir meşru sebebe dayanmayacağını bir türlü göremediler. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın idraksizliği içindeydiler. Aynı yılan, irileşerek şimdi kendilerini sokmaya kalkışınca; eyvah biz ne yaptık demeye başladılar! Dengeler bozulursa... Şayet; İran, Irak ve Suriye, düşmanlık etmeyip Türkiye ile el ele verselerdi kötü mü olurdu? Hepsi birden kalkınır ve bugün yaşanılmakta olan problemler olmazdı. Bölücü terör örgütü, bu komşu ülkelerden destek ve himaye görmeseydi bu denli azmanlaşabilir miydi? Onlar, devranın hep böyle gideceğini ve zararın yalnızca Türkiye'ye olacağını zannederek bu yanlışa düştüler. AB yolundaki Türkiye bu sorununu elbette çözecektir. Ama aynı şeyi komşu ülkelerimiz için söyleyebilmenin imkanı yoktur. İşte bugünkü Kuzey Irak ve muhtemelen çok yakın gelecekte Suriye ve İran'ın hali! Buralarda yarın ne olacağını başta kendileri olmak üzere kimse kestirememektedir. Bozulacak olan bölge dengesizliğinden ister istemez Türkiye de etkilenecektir. Ama Türkiye'mizin etkilenişi, bu ülkelere nazaran en az olacaktır. Neden derseniz; bunun sebebi asla teröre karşı savaşta onca tecrübe ve başarı kazanmış olmamız değildir. Bunun tılsımı ülkemizdeki demokratik süreçtir. Ki, bu durum anılan ülkelerin henüz tadamadıkları bir keyfiyettir.