"Evvel yoğ idi..."

Eskilerin güzel bir deyişi vardır: "Evvel yoğ idi, işbu rivayet yeni çıktı..." Siyasi, psikolojik ve asimetrik savaşların ayyuka çıktığı bu toz duman ortamında; en iyi müdafaa hücumdur taktiği ile "sivil darbe" teraneleri gündeme sokuluverdi. Kim yapacakmış bu sivil darbeyi? Tek başına iktidarda bulunan parti; yani AK Parti! Kime veya kimlere karşı yapacakmış? Yargıya, bürokrasiye ve topyekun halka karşı! Yargıya karşı böyle bir gücü olsa idi, evvelemirde; kapatılmasına ramak kalmaz ve laikliğe karşı eylemlerin odağı addedilmezdi. Millete tepeden bakan, millete dayatmayı seven ve milleti her daim aşağılayanların tek güvendikleri şey; milletimizin unutkanlığı ve ayrıca milletimizin kindar olmayışıdır. Bundan dolayıdır ki, bu nadanlar, milletimizin hafızasını küçümsemeyi ve hatta yok saymayı marifet bilirler. Bu millet tek parti dönemini de ve o dönemin baskı ve dayatmalarını da yaşadı. Öyle ki, yargı ve her türlü bürokrasi, idarenin (CHP) iki dudağı arasında idi. Tek kelime ile "la yüsel"di, yani sorumsuz! Millet ise, CHP'nin umurunda bile değildi. Şimdi olduğu gibi... Demokrasiye, daha doğrusu çok partili siyasi hayata geçtikten sonra, kalkınmayı ve refahı ancak tek partilerin iktidarlarında görebildik. Koalisyonlar bizim için tam bir kâbustu ve Türkiye'mizi geri götürdükleri apaçık bir hakikattir. Hâl böyle iken, tek partinin iktidarından şikâyetçi olmak; üstelik yargı ve her çeşit bürokrasinin karşısına dikilip adım attırmadığı AK Parti yönetimini "faşist yönetim" diye yaftalamak akıllara ziyan bir hezeyandan başka ne olabilir? Arsız hırsız, ev sahibini kovmaya çalışıyor! Bunun öyle olmadığını bildikleri hâlde, böyle yapmalarının tek bir sebebi olsa gerektir; o da, muhatabını yıldırmak, sindirmek, bezdirmek ve ona adım attırmamaktır. Daha açık ifadesiyle; meşguliyetle tedaviye tabi tutmaktır! Pekâlâ anlaşılmaktadır ki, işlerini karanlıkta hâlledenler kaotik ortamı arzulamaktadırlar. Zira kurt, dumanlı havayı sever! Zulüm düzenleri yıkılmasın diye, statükonun üzerine âdeta titriyorlar. Bütün gayretleri boşuna! Gün doğdu, ortalık aydınlandı ve ne denli kirli ve karanlık emel sahibi olduklarını cümle âlem gördü!