Farkların ahengi...

A -
A +

Önceki akşam, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın NATO zirvesi vesilesiyle verdiği Gala gecesindeki devetinde idik. Sekiz yüz davetlinin katıldığı yemek, tarihî Topkapı Sarayı'nın Divan Meydanı'nda bir saat süren; Türkiye'nin çeşitli yörelerinden halk oyunlarının yanı sıra, Bilkent Senfoni Orkestrası'ndan Ulvi Cemal Erkin'in "Köçekçe" adlı eserinden, Semavi dinlerden ilahilere, Mehteran Bölüğü'nün seslendirdiği Mozart'ın "Türk Marşı"na kadar geniş yelpazedeki müzik ziyafetiyle başladı. Dün olduğu gibi bugün de insanlığı kan ve gözyaşına boğup dünyayı neredeyse yaşanamaz kılan insanoğlunun en önemli problemi "güvenlik"tir. Nitekim "milenyum" çağımızın en büyük tehdit unsuru da terör değil midir? Tarihin en başarılı ittifakı... Başbakan Erdoğan, kırk altı ülkenin en üst düzey yetkililerinin eşleriyle birlikte katıldıkları yemekte yaptığı konuşmada "tarihin en büyük imparatorluklarından birinin yönetildiği bu mekanda, tarihin kuşkusuz en başarılı ittifakına ev sahipliği yapmanın, Türkiye adına gurur verici bir tablo oluşturduğunu" söyledi. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ise, önce yemeğin verildiği Topkapı Sarayı ile ilgili düşüncelerini dile getirdi ve; yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğunun yönetildiği bu mekanın, bir yanında darphane, diğer yanında ise silahhane bulunmasının çok anlamlı olduğuna vurgu yaparak, bu durumun NATO için de örnek olması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin; Balkanlar, Kafkaslar, Orta-Doğu, Akdeniz ve Karadeniz'in kesişme noktasında bulunduğuna işaret eden Scheffer, İstanbul'un dolayısıyla bu toplantı için en uygun yer olduğunu söyledi. Bilindiği üzere NATO, başlangıçta Varşova Paktına karşı kurulmuştu. Oysa; doksanlı yıllardan sonra Varşova Paktı dağılmış; bu pakta üye birçok ülke NATO ittifakına dahil olmuştu. Komünizm bloku çöktüğüne ve bu blokta yer alan ülkeler de NATO ittifakına girdiğine ve girmekte olduğuna göre, ittifakın konseptinin de değiştirilmesi ve yeni tehdit unsurlarına karşı dizayn edilmesi gerekmektedir. Avrupa'nın ortasındaki insanlık ayıbını hep birlikte müşahede ettik. Sırpların Bosna'da yaptığı vahşet ve katliamları, neticede NATO durdurabildi. Şimdi ise, hem Bosna-Hersek ve hem de Sırbistan Cumhurbaşkanlarını birlikte NATO toplantısında görüyoruz. Yakında onlar da NATO üyesi olacaklar. Yeni konseptiyle NATO... O halde; yeni konseptiyle NATO ittifakı, teröre fidelik teşkil eden gelir dağılımındaki korkunç dengesizliğe el atmalı ve bu durumu iyileştirmenin yollarını arayıp bulmalıdır. Bugüne kadar olduğu gibi; biri yer diğerleri bakarsa; oluşturacağınız ittifaklar ne denli güçlü olurlarsa olsunlar; kaba kuvvetle netice alamayacakları ortadadır. Bu durumun tipik örneğini; dünyanın en güçlü ve kudretli ordularını elinde bulunduran Komünist Sovyetler'de gördük. Baskıyla bir yere kadar gidebildi; sonunda ardında milyonlarca aç ve sefil insanı bırakarak yıkılmaktan kurtulamadı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.