Ülkemizin içine düşürüldüğü perişanlığın derecesine bakın ki, bu ülkenin istikbali diye gösterilen ve bütün değerleri emanet edilen gençliğinin yüzde 79'u burasını terketmek istiyor! Bu durumu; Başbakan'ı Ecevit olan ülkemizde cari, moda tabiriyle "içine sindiremeyen" ve kendisine mesele edinip bu dertle dertlenen 40 yaşındaki bir diplomatımız, (M. Ali Bayar) yurt dışındaki görevinden istifa ederek ayağının tozuyla Türkiye'ye geldi ve önce bir partinin üyesi, kısa bir zaman sonra da Genel Başkanı oldu! Bu memleketin nasıl idare edildiğine bakın ki; 60'lı yıllardan itibaren tam bir "köle" anlayışı çerçevesinde yurt dışına gönderdiğimiz ve üç nesil boyunca sayıları 4 milyona ulaşan yığınla gurbetçimiz Türk vatandaşlığından çıkmak için adeta yarış halindeler! Halbuki bu insanlar, seneler senesi bu ülkenin ekonomisi için dinamo görevi görmüş; beden-i sıhhatlerini feda ederek biriktirdikleri dövizleri anayurtlarına göndermiş ve yine o paralarla Türkiye'de mal-mülk edinerek bir sürü yatırıma imza atmışlardı. Öz yurtlarındaki düzensiz ve kaotik ortamdan etkilenen gurbetçilerimiz, vaktiyle edindikleri mallarını ve mülklerini, bu kez ellerinden bir an önce çıkarma yarışına girdiler! Bulundukları ülkenin vatandaşlığına giriyorlar ve bütün yatırımlarını bu yeni ülkelerinde yapıyorlar. Siyaset yapmak isteyenler de, bu yeni ülkelerini tercih ediyorlar! İçerideki mevcut iş adamlarımız ve fabrikatörlerimiz de, yangın yerini andıran öz yurtlarını terkedip, söktükleri fabrikalarıyla soluğu dış ülkelerde alıyorlar! Geçen hafta, bu durumu Türkiye Gazetemiz manşetinde özetlemişti: "Kaçan kaçana!" Bu cennet vatanın insanına neler oldu? Neden yurtlarını, dost ve akrabalarını, tarih ve kültürlerini terkedip yad ellere gidiyorlar? Bu ülkenin toprağından su mu çıktı? Depremle bir baştan bir başa yıkılıp enkaz haline mi geldi? Kuraklıktan mı kavruldu? Oysa; 1000 senedir üzerinde yaşadığımız ve ebedi yurt edinmekle övündüğümüz bu cennet vatanı, birileri bizden olmayan birileri gizliden gizliye parselleyip sahipleniyor! Amerikalılar, İsrailliler GAP bölgemizi, Ermeniler Van yöremizi, Yunanlılar İzmir'imizi, İstanbul'umuzu; bu gidişle pek yakın bir gelecekte bütün vatan sathını sahiplenmek gibi yoğun bir gayretin içine girmiş bulunmaktalar. Bizler terkederken, başkaları sahipleniyor! 3-5 Arap, vatan topraklarımızdan 3-5 dönüm arazi aldı diye, yeri göğü inletenler ve bu duruma göz yumanları vatan haini ilan edenler neredeler? Arapların toprak satın almasını yasaklayan zihniyet, Avrupa'lının, İsrail'linin ve ABD'linin aynı emeline neden göz yumuyor? Göz yummak şöyle dursun, bilakis teşvik ediliyor. Acı ama gerçek bir şeyi itiraf etmek durumundayız; bu gidişle 80-100 sene sonra, bu ülkenin öz evlatları kendi ölülerini defnetmek için öz diyarlarında toprak bulamayacaklardır! Bu sözümüzü abartılı bulanlar yanılıyorlar; yanıldıklarını pek yakında kendileri de görüp şahit olacaklardır! Mevcut hükümet, bu ekonomik krizle biraz daha devam etsin; Hanya'yı Konya'yı hep birlikte göreceğiz! Türk parasını pula çevirdiler! Emlak değerleri 5 sene öncesinin altına düştü. Türk milletini fakirleştirerek, satın alma gücünü yok ettiler. Bizim bu halimiz, komünizmin çöküşünden sonraki Demir perde ülkelerinin halini andırıyor! Köylünün toprağından, işverenin fabrikasına kadar neyimiz varsa yabancılara peşkeş çekiliyor! Kelepir durumuna düşen bir ülkenin mallarına elbette ki talep olacaktır! Adamlar enayi değiller tabii! Bekliyorlar ve geberik bir fiyatla malları, mülkleri, fabrikaları kapatıyorlar! Globalleşme serüveni Türk insanına pek pahalıya malolacaktır. Globalleşmeye hazırlıksız yakalanmamız bir yana; bizi fukaralığa iterek perişan bir hale inkılap ettirdiler ve elimizdekini avucumuzdakini yok pahasına satın alarak bizi öz yurdumuzda parya haline getirmek istiyorlar! Ne hazin tecellidir ki, bütün bunlara, iktidarda bulunan sağ ve sol milliyetçi partiler ön ayak olmaktadır! ..... Düzeltme: Dünkü "Övülmüşlerin Sultanı" başlıklı yazıda Kutlu Doğumun 1431'inci yılı sehven "141'inci" olarak çıkmıştır. Düzeltir özür dileriz.