Genelkurmay Başkanı gerçeği işaret ediyor

A -
A +

Genelkurmay Başkanımız Org. Sayın Hilmi Özkök; göreve geldiği günden beri sergilediği tavırları ile o görkemli koltuğu hakkıyla dolduruyor. Özellikle orduyu politikanın dışında tutmasındaki samimi gayretleri her türlü takdirin üstündedir. Ve; Sayın Hilmi Özkök Paşa, geçirmekte olduğumuz bu kritik dönem itibariyle bir şanstır. Ülkemiz için bir şanstır. Neden şanstır biliyor musunuz? Her şeyden önce; görevinin ve görevin yüklediği sorumluluğun idrakinde; tam bir asker edasıyla az ve öz konuşuyor, konuşunca da lafı eğip bükmüyor; kitabın ortasından konuşuyor! Malum; bizim ülkemizde askerin konumu, Batı'daki gelişmiş demokrasilere göre biraz farklı. Bu durum bizim demokrasimizin zaafından ziyade ülkemizin şartlarından kaynaklanıyor. Anayasa ve kanunlarımız, askere, Batı'lı demokratik ülkelerin aksine değişik görev ve misyon yüklüyor. Asker de kanunların kendilerine tevdi ettiği bu görevleri yerine getirirken, bazen yanlış değerlendirilebiliyor; bazen de kendileri yanlış yapabiliyorlar. Bu durum kantarın topuzu meselesidir. Bazen bu topuz kaçırılıyor! Nitekim, bunun tipik örneği 1971 muhtırasıdır. Türkiye'nin bütün göstergeleri pozitif iken, seçilmiş bir Başbakan'a "güle güle!" denmiştir. Bu ve benzeri davranışlar, Türk siyasetini köreltmiş ve gelişmesine müsade etmemiştir. İyi değerlendirilmeli 50 seneyi aşkın bir demokrasi tecrübemiz olmasına rağmen, demokrasimiz yaşının kemalinde değilse, bunda askeri darbelerin olumsuzluğunu göz ardı edemeyiz. Bunca acı tecrübeden sonra, bugün; Hilmi Özkük Paşa'nın Türk dış politikası, hakkında yerinde ve zamanında yaptığı açıklamalar gerçeğin ta kendisidir. AB, Irak ve Kıbrıs konularında yaptığı ufuk turu, Türk Devleti'nin olmazsa olmaz politikalarıdır. Siyasi iktidarın bunları çok iyi değerlendirip, bunlara göre politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Meslektaşımız M. Ali Kışlalı'ya yaptığı açıklamada Özkök Paşa bakınız ne diyor: "Kıbrıs, stratejik bir hat üzerinde İngiltere'den başlar. Cebelitarık, Malta, Kıbrıs, Süveyş Kanalı, Hindistan, Singapur. İngiltere bunun için Kıbrıs'taki üslerini Avrupa Birliği müktesabatına da sokmuyor. Egemen üsler olarak tutmak istiyor. Ada, bu çok önemli zincir üzerinde bir yer. Türkiye açısından düşünürsek; orada konuşlanacak bir muhasım güç, özellikle hava gücünü kullanması Türkiye'nin bütün doğusundaki şu an uçakla ulaşılamayan yerlere ulaşma imkanı sağlar. Başka ülkelerden oraya gelen uçaklar biliyorsunuz çok az süre kalabilirler havada. Mesafe yüzünden. Türkiye AB'ye katılınca bunlar ortadan kalkar deniyor. Biz çok daha uzun vadeli düşünmek zorundayız. Vizyonumuz derindir. Coğrafya olarak baktığımızda; oraya konan bir hava gücü Türkiye'yi çok büyük açıdan tehdit eder. Türkiye hapsedilir İkincisi Kıbrıs'ta bizim istemediğimiz ve etkili olamayacağımız bir politik oluşum olursa; Karasular var. Arkasından kıta sahanlığı gelir. Balıkçılık alanları gelir. Kıbrıs, Türkiye'ye doğru serbest hareket edemeyceğimiz bir alan olacaktır. Zaten Batı'da sıkıntılarımız var. Bir de Güney'de sıkıntı olursa Türkiye'nin hapsedilmesi olayı olur." Ülkesini ve milletini seven hangi Türk bu tespitlere katılmaz? Türkiye, Kıbrıs'ta tabii ki uzlaşma istiyor. Kim; seneler senesi sürüncemede kalan bu hayati meselenin daha da uzamasını ister? Çözüm ama, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini kollayacak tarzda bir çözüm. İşte; politikacının görevi burada başlıyor. Merhum Fatin Rüştü Zorlu 1959 senesinde, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını, uluslararası arenada tescil ettirdi. İlk defa Londra-Zürih Anlaşmaları ile Türkiye, Kıbrıs'ta söz sahibi oldu. Politika malzemesi Fatin Rüştü Zorlu ve o günün Menderes Hükümeti, bu durumu politik girişimleri sonucu elde ettiler. Bundan dolayıdır ki bu büyük şahsiyetler rahmet ve minnetle anılmaktadırlar. Kısır görüşlü bir kısım politikacılarımız ile bir kısım medyamız, maalesef; milli ve ortak olması gereken dış politikaları, iç politikada malzeme yaparak; sözde iktidarları başarısız kılmak isterken gerçekte Türkiye'nin elini güçsüzleştiriyorlar. Kıbrıs konusundaki Yunanistan'ın tavrına bakın; iktidarı, muhalefeti, asker-sivil bürokrasisi ile milleti ile yek vücut haldeler. Bizde ise, iktidar Kıbrıs'ta çözümü dillendirdi diye; neredeyse Kıbrıs'ı satacak oldu! Yanlış anlıyorsunuz deyince de; iktidar çark etti diye eleştiriliyor! El-insaf!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.