Gerginlikten medet ummak

A -
A +

Anlı şanlı gazetelerimizin manşetlerine ve ulusal yayın yapan televizyonlarımızın ana haber bültenlerine baktığınızda; gerçekte incir çekirdiğini doldurmayan adinin bayağısı basit komplo yöntemleri dillendirilerek toplumda ayrışmaya gidilmek istenmekte ve bu durumun sorumlusu olarak da hükümet gösterilmektedir. Bizim bir kısım medyamız ise, bu denli komplolara öylesine amadedir ki, neredeyse hep bir ağızdan yani batarya ile ateş etmekteler! Sözde toplumu yönlendirmeye hizmet eden bu denli psikolojik taktikler artık tutmuyor ve inanın yapanlar ve yapanlara çanak tutanlar toplumun gözünde çok gülünç oluyorlar! Hele kerli ferli adamların televizyon ekranlarına çıkıp da; bir okulda namaz kılma sahnelerini dillerine dolamalarını ve bu işin vahametini izah ederlerken rejimin nasıl tehdit edilip yıkılmayla karşı karşıya geldiğini söylemeleri yok mu; en sade ve sakin vatandaşın bile tepesini attırıyor. Bunlar, ya namazın ne olduğunu, günde kaç vakit kılınması gerektiğini; muhalfarz herhangi bir okulun bodrum katında namaz kılan öğrencilerin ne rejim adına ve ne de başka bir şey adına tehlike arzetmeyeceğini bilemeyecek kadar ahmak ve zavallı mıdırlar? Hiç zannetmiyoruz. Türkiye gibi halkının yüzde 95'inden fazlasının Müslüman olduğu bir ülkede böyle bir şeyi bilmemelerine imkan ve ihtimal yoktur. Üstelik bunlar kendilerini aydın görüyorlar. Peki, o çocukların namaz kıldıklarını farzedelim; bu durumun halkımızı devletimizle düşmanlığa sevketmesini nasıl izah ediyorsunuz? Bu sualin tek bir cevabı vardır Yani namaz kılanların devlet düşmanlığı içinde olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Buna kargalar bile güler. Bakınız, bir insanı, üstelik hayatının baharını yaşamakta olan genci vatanı uğruna savaşmaya, icabında ölüme götürmeye nasıl ikna edersiniz biliyor musunuz? Bu sualin tek bir cevabı vardır; o da şehitlik duygusudur. Bu duygu ise ziyadesiyle inançlı ve namaz kılan insanlarda son derece gelişmiştir. Bu da demek oluyor ki namaz kılmak veya namaz kılan insanlar, değil devlet düşmanı olmak; bilakis devlet ve milletinin emrinde yaşamayı ve gerektiğinde o uğurda seve seve ölüme gitmeyi, yani şehadet şerbetini içmeyi gerektirir. Asıl böyle söylemek ve milletin manevi değerlerini hiçe saymak ve onları rejim için tehlikeli göstermek, devlet ve millet düşmanlığı yapmaktır. Toplumu ayrışmaya asıl sevkedenler bunlardır. Millet, onların umurlarında değildir 28 Şubat öncesi de aynı bayağı oyunlara tevessül edilmişti. Mübarek Ramazan günleri neydi o ekran kirlilikleri? Fadime Şahin'lerin, Müslüm Gündüz'lerin o pespaye hallerini hatırladıkça hâlâ tüylerimiz ürperiyor! Onlar şimdi neredeler acaba? Peki, bütün bunları milletimiz unuttu mu zannediliyor? Bu aziz milleti böylesine hafife almakla bir yerlere varmayı mı hayal ediyorlar? Yine bakınız aynı duygu ve düşünce içinde olan siyasi partiler, sittin sene de geçse iktidar yüzü görememekteler! Bu durumlarından da ibret almıyorlar mı? Elbette almıyorlar; alsalardı böyle mi davranırlardı? Millet, onların umurlarında değildir. Çünkü millet iktidarına inanmamaktalar. Onlar, millet yerine başka kurumları harekete geçirerek iktidar olmaya alışmışlardır! Bunu yapabilmenin yolu, işte böylesine karanlık tezgahlardan ve komplolardan geçer! Yani hep dumanlı havayı severler. En büyük düşmanları açıklık ve şeffaflıktır. Millet kimleri seviyor; kimlerin yanında sandıkta ortaya çıkacaktır. Daha doğrusu şimdiye kadar onlarca kez ortaya çıkmasına rağmen, bu durumu gözleri körlere gösteremez, kulakları sağır olanlara işittiremezsin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.