Gezi olaylarının düşünce platformundaki yansımaları -2-

A -
A +
"Aydın Düşünce Platformu"nca değerlendirilen Gezi Parkı olayları hakkındaki görüş ve önerilere devam edelim:
-Mayıs ayı içerisinde Türkiye'yi ekonomik performansı ile yere göğe sığdıramayan yabancı medyanın; geçen ay sonundan itibaren takındığı olumsuz tavrı nasıl açıklamalı? Bunda 3. Boğaz köprüsü, İstanbul'a 3. havalimanı, Kanal İstanbul, Körfez Geçişi, nükleer santral gibi yüz milyar doları aşkın yatırımların payı var mıydı?
-Birtakım yerli ve yabancı medyanın olayları, daha büyümeden maç nakleder gibi, gergin ve heyecanlı bir dille vermesinin amacı neydi?
-Bu bir siber savaş mıydı?
-Olay planlı, finansmanı hazırlanmış, lojistik noktaları belirlenmiş, sadece bir kıvılcım bekleyen bir kalkışma hareketi mi?
-Sosyal medyadaki kirlilik, yalan haberler toplumu tahrik etti. 'Yüzlerce ölü.. Binlerce yaralı..' yalan haberleri sosyal medyada yayıldı. Bu yolla tırmandırılacak olaylara psikolojik zemin hazırlandı. Dış medya da aynı şekilde destek verdi. Okuyan, dinleyen inandı; ortam gerildi. Tıpkı 1960'da; 'gençlerin öldürülüp kıyma makinelerinden geçirildiği' ve; 'yeni yapılmakta olan Topkapı yolunun asfaltı altına gömüldüğü!' yalan haberleri gibi..
-Gezi Parkı olayları, üçüncü gün; siyaset kurumu içinde kendilerine demokratik yollardan yer bulamayanların, bunu şiddet yolu ile elde etmeye çalışma hareketi şekline dönüştü ve kolluk kuvvetleri ile çatışma halini aldı. Şiddet yolu, bu kesimler için sandık yolundan daha kolaydır.
-Bu olaylarda, çevreci kisvesi altında; Taksim ve çevresinde yuvalanmış illegal parti ve derneklerin önemli yeri vardır. Bu gruplar içinde; yabancı güçlerin elinin olmaması düşünülemez. Bu açıdan bakınca; bu olaylar ideolojik devlet güçlerinin hamlesi olarak görülebilir. Zira olaylar çok boyutludur. Olayların çevre, sosyal, siyasi, diplomatik, psikolojik ve ekonomik boyutu vardır. Yalnızca ekonomi boyutuna bakıldığında; bir anda 7 milyar dolar yurt dışına çıktı. İçeride dolar yüzde 20 değer kazandı. Türkiye yüzde 7 küçüldü. Esnaf günlerce siftah yapamadı. En önemlisi altı canımız gitti. Yalan haberlerle ülke itibarsızlaştırıldı.
-Bu olaylarda bir istihbarat zaafı olduğu anlaşılıyor.
-Bu olaylarda dış tehdit unsurlarını görmezden gelemeyiz. Türk bayrağının yakıldığı, Taksim Anıtı'na, AKM'ye PKK ve başka illegal örgütlerin flama, döviz ve sembollerinin asıldığı; dükkanların ve çevrenin yakılıp yıkıldığı ve kolluk kuvvetleri ile şiddetli çatışmalara girildiği bir ortamda; planlanmış bir senaryo ile karşı karşıya olduğumuz apaçık ortadadır.
-Kriz yönetimi önemlidir. Ortaya çıkış sebeplerini ve takip ettiği seyri iyi tahlil etmek gerekir. Bu yapılmadığı takdirde, toplum bünyesinde çatlaklar oluşur; varsa derinleşir; gerilim ve kutuplaşma artar. Gezi Parkı olaylarında kriz iyi yönetildi mi? Bunun cevabı araştırılmalıdır.
Zira ne demişler: Bir musibet bin nasihatten yeğdir!
***
Sevgili okuyucularımızın mübarek Kurban Bayramını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.