ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, son günlerde; Türkiye'yi AB'ye sokmak istemeyen gizli bir elin varlığından ve bu elin faaliyetlerinden dem vuruyor! Bu sözü üzerine alan MHP lideri Devlet Bahçeli de; Türkiye'de kimsenin AB'ye karşı olmadığını, ancak; bu birliğe girişin teslim olarak mı yoksa, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini ön planda tutan şerefli bir şekilde mi olacağının münakaşasının yapıldığını söylüyor! Bu iki iktidar ortağının birbirleri için söyledikleri doğru ancak; bu söylemlerinde her ikisi de samimi gözükmüyor! Çünkü; 'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, görünür rütbe-i aklı şahsın eserinde!' Evet; bunların her ikisi de söylemesine söylüyorlar da; yaptıkları ortada! Yani, söylediklerinin tam tersini icra ediyorlar. Mesut Yılmaz'dan başlayalım: Evet, gerçekten Türkiye'de bir değil, birçok gizli el var ve bunlar el birliği etmişcesine Türk insanını, maddede ve manada Özal öncesi devre ittiler! Sağolsun; bunda kendilerinin payı küçümsenmeyecek mikyastadır. Son beş senedir iktidarda bulunan kendileri, millete ve Özal'a ihanet etmişlerdir! Bu sözümüzün tipik ispatı; Özal'ın meydana getirmiş olduğu ve milletin kahir ekseriyetini teşkil eden 'orta direk'i ortadan kaldırmış olmalarıdır! Kendilerinin de içinde bulunduğu Özal'ın dönemini bir hatırlasınlar! Türkiye, baştan başa şantiye görünümünde idi. Beş senelik kendi iktidarlarında ise, bir çivi bile çakılmamıştır! Türk milleti, bunların iktidarları döneminde; bakanların su deposu açmalarına şahit olmuştur! Su deposu açılışlarına Özal'ın döneminde muhtarlar bile gitmiyordu! Necip Fazıl merhumun, bir Fransız düşünüründen beğenerek aldığı bir benzetmesi var: Bir milyonluk ordunun başındaki kumandan, emirle; herkese silahlarını kafalarına dayamalarını ve ateş etmelerini söylese; bu kişinin verdiği zararı, hangi yabancı komutan verebilir? Tıpkı bunun gibi; on milyonlarla ifade edilen, gül gibi geçinip giden, çalışıp üreten 'orta direk'i, yoksulluk sınırının altına itip açlığa mahkum etmek her babayiğidin harcı olmasa gerektir! Burada; milletin haklarını gasp eden gizli bir el var ama, bu elin sahibi kimdir? Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları, talanları ve vurgunları; banka batırmaları sizin iktidarlarınız döneminde oldu! Rantiye ekonomisini teşvikle milletin başına siz bela ettiniz! İflasın eşiğine getirip duvara dayadığınız ekonomiyi IMF'ye teslim ettiniz! Şimdi, o çalıyor siz oynuyorsunuz! Daha hangi gizli elden bahsediyorsunuz?! Devlet Bahçeli'ye gelince: Türkiye'de, şanla şerefle AB'ye girmek istemeyen bir tek Allah'ın kulunu gösteremezsiniz! Ama; bu şeref ve şan, IMF'ye avuç açarak mı olacak? Dışarıdan tayin ettiğiniz Bakan'ın direktifiyle '15 günde 15 kanun' çıkarmakla, bahse konu şan ve şeref korunabilir mi?! Türkiye'de gizli ellere gerek yok; ortadaki görünür eller, yetip artıyor bile!