Globalleşme ve terör

A -
A +

Geçen asrın sonunda; doksanlı yıllara kadar, yani iki kutuplu dünyamızda kısmen de olsa bir dengeden bahsedilebilirdi. Sovyetler'in dağılmasından sonra dünya tek kutuplu hale geldi. Komünizmi öcü görüp, onun yıkılışına sevinenlerin sevinçleri, çok geçmeden kursaklarında kaldı. Zira, vahşi kapitalizm de en az komünizm kadar tehlikeli ve acımasızdı. Komünizm varken ve bir tehdit unsuru iken, kapitalizmin tehlikeleri bütün çıplaklığı ile fark edilemedi. Çünkü, akla gelen ve gelmeyen tüm şeytanî hile ve desiseleri kullanarak bütün bir insanlığı cambaza; tehlike olarak, yalnızca komünizme baktırmayı ve dikkatleri oraya yoğunlaştırmayı başardı. Küreselleşme yani, başta iletişim araçları olmak üzere teknolojideki baş döndürücü ilerlemeler kapitalizmin de canına okudu! Her aksiyonun reaksiyonu olduğu gibi, tek kutuplu dünya da aksülamelini bulmakta gecikmedi. Sen bir bela isen; al sana binbir başlı bir bela; küresel terörizm... Düzenli orduların korkulu rüyası! ABD, vaktiyle komünizme karşı çok çeşitli yıldırma ve imha metotlarını denedi. Bu metotların içine terör de dahildir. Nitekim Afganistan'da işgalci, düzenli Rus ordularına karşı koyabilecek aynı oran ve güçte mukabil ordular olmadığı için; yegane yol gerilla savaşı idi. Gerilla savaşı, düzenli orduların korkulu rüyasıdır. En eski çağlardan beri vardır. Çok az bir kuvvetle (eğitimli ve teçhizatlı) büyük işler başarılır. Gerilla eğitimi zor ve meşakkatlidir. İdealizm gerektirir. Ya da, hayatta kaybedecekleri bir şeyleri kalmamış çaresiz insanların sığındığı bir yoldur. Bundan dolayıdır ki, terör de, insanlığın en eski ve tabiatıyla asla eskimeyen iki olgusunu (din ve milliyetçilik) âdeta bir maden gibi işleterek kullanır. Kolay değil; insanları ölüme gönderiyorsunuz. Bunun, mutlaka bir bedeli; bir karşılığı olması lâzım. Bunun için de bulunan en kolay beyin yıkama metodu dini veya milliyetçiliği olanca tesirleriyle kullanmaktır! Sovyetler'e karşı, Afganistan'da kurulup işletilen ve dünyanın başına bela olan Taliban ve El-Kaide teşkilatları bizzat Amerikalıların gözetim ve denetiminde vücut bulmuştu. Kafaları karıştırmadan, daha açık ifadesiyle söyleyelim. Günümüzde devletler, birbirleriyle yüz yüze savaş yerine; terör örgütlerini kullanarak amaçlarına ulaşmak istemektedirler. Dolayısıyla terör örgütlerinin arkasında, onları besleyen ve destekleyen devletler vardır. Yarım asra yaklaşan İsrail-Filistin savaşında; İsrail'in ardında ABD, Filistinli örgütlerin arkasında da bir kısım Arap devletleri ile İran vardır. Ya güzellikle ya da zorla!.. Terör konusunda; elbette sivrisineklerle olduğu gibi; tek tek avlama şeklinde mücadele edilecektir. Ama, asıl gaye, bataklığın kurutulması olmalıdır. Yani, terör örgütüne güç veren, ardındaki devlet veya devletleri bu işten vazgeçirmektir. Nasıl mı? Ya güzellikle (diplomasi ile) ya da zorla!.. ABD'nin tatbik mevkiine koyduğu; terörle yeni mücadele metodu budur. İşte; bu durumu bizde görüp değerlendirmeyenler var. Halbuki aynı dertten mustaribiz, ama...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.