Globalleşmeden kaçabilir miyiz?

Gelişen teknikle, özellikle iletişim araçlarındaki baş döndürücü gelişme ile birlikte dünya, hızla globalleşiyor. Küçülen dünyada; dünyanın öbür ucundaki olay ve hadiselerden etkilenmemek adeta imkansız hale geldi. Dünyanın neresinde olursak olalım ve istediğimiz kadar dünyadan kopuk ve sözde kendi kabuğumuzda yaşayalım; dünyanın içine hızla sürüklendiği globalleşmeden etkilenmememiz mümkün değildir. Dünyanın en zengin 7 ülkesinin devlet veya hükümet başkanları, Rusya'yı da dahil ederek, İtalya'nın Cenova şehrinde toplanıp; globalleşen dünyaya, kendilerine göre nizamat verebilmek için bir dizi kararlar aldı. Malum, bu zengin ülkeler, sahip oldukları güç ve kudretle ve güttükleri emperyalist politikalarla bu günlere geldiler. Dünyanın yer altı ve yer üstü bütün zenginlikleri bu ülkelere akıyor; zenginliklerin esas sahipleri olan ülkeler ise, emperyalist güçlere bekçilik yapıyor! Hak, güçlünün olduğundan beri, kantarın topuzu kaçmış ve adaletin terazisi şaşmıştır. Dünyanın birçok ülkesinden gelen globalleşme karşıtları, G-7 Zirvesi'ni protesto amacıyla çeşitli gösteriler yaptılar. Dünyanın nimetlerini elinde bulunduran ve canavarca taksim yapan zengin ülke liderleri tel'in edildi. İki gün süren toplantılardan sonra; zengin ülke liderlerinin çeşitli açıklamaları oldu. Özellikle, aleyhte yapılan nümayişler görmezlikten gelindi ve kendilerini bilmeyenlerin hareketleri olarak nitelendirildi. Belli ki; zengin ülkeler bu halden ve bu gidişattan memnunlar. Globalleşme ile birlikte, emellerine daha rahat kavuşabilecekler. O halde, globalleşmeyi ne kadar süratlendirirlerse ve etki alanını ne kadar genişletebilirlerse, işleri o kadar rahat olacak! İpin ucu güçlünün elinde olduğuna göre, ipte sarılı olanların güçlünün iradesine boyun eğmekten başka şansları var mı? Dünya, bu şansını geçen Asr'ın başında kaybetti. Hak nizamı temsil eden Cihan Devleti'mizin yıkılması ile beraber, bütün nizam alt üst oldu. Güçsüzler sahipsiz kaldı; diğer bir ifade ile insafsızların eline düştü. Artık insanlar; dünyanın çok az bir kesiminde fazla beslenmekten, azgınlıktan ve çılgınlıktan ölürken, diğer büyük kesiminde de açlıktan, sefaletten ve hastalıklardan öleceklerdir. Yeni Dünya'nın düzeni budur. Globalleşme bunun adıdır. Daha doğrusu; globalleşme bu yapıya yardımcı ve ad olmuştur. Bundan kaçışın ve kurtuluşun imkanı var mı; bilinmiyor! Kantar doğru tartıp, hakça dağıtım söz konusu olsaydı; globalleşmenin faydası vardı. Ama, kurt taksiminin yapıldığı ve altta kalanın canının çıktığı bir dünyada, globalleşmeden hayır ummak; kuzuların kurtlara şahlığını ilan ve kabul etmek olur. Bütün bunlara rağmen; globalleşen dünyadan biz de nasibimizi alacağız. İyi mi olacağız kötü mü; bunu bizim gücümüz ve direncimiz gösterecek! Şimdiki halde, görünen o ki; bu gecenin sabahından bir hayır çıkmayacağıdır! Zira, karar mekanizmalarında yokuz; olmamamız için de ellerinden geleni artlarına koymuyorlar!