Görünen köy kılavuz istemez

A -
A +

Yine faize döndük. Hem de aylık yüzde 16 gibi çok yüksek bir rakamla... 25 milyar dolarlık dış ticaret açığı ile iflasın eşiğine gelen Türkiye'ye, ancak dışarıdan gelebilecek en az 25 milyar dolarlık bir para nefes aldırabilir. Katrilyonlarla ifade edilen iç borç, bizi yine hep bildiğimiz kısır döngüye hapseder. Bu paraların vadeleri geldiğinde nasıl ödenecektir? Ana paraları nasıl ödenecektir? Faizleri nasıl ödenecektir? Yüzde 194'leri bulan faizlerle mi enflasyonla mücadele edilebilecektir? Hükümet, geçen sene memura yüzde 10, çiftçiye yüzde 20, rantiye kesimine ise yüzde 66 vermişti. Bunu, enflasyonla mücadele gereği sayarak yapmıştı. Yani, geniş halk kesimlerini aldatarak, onların haklarını rantiye kesimine yedirmişti. Bu aklı (!) her kimden almışlarsa; yine geçen sene döviz kurunu sabit tutarak ihracatı baltalamış ve ihracatçıyı zarara uğratmıştı. İthalatla ihracat arasındaki 25 milyar dolarlık meblağı da bütün bir millete yüklemişti. Hükümetin yanlış politikalarının ceremesini hep bu fukara millet çekiyor. Hükümetler, millete çektirirken bir yerde dursalar, amenna! Yanlış üstüne yanlış yaparak, hayatı millete zehir ediyorlar. Bütün bunlar yetmemiş gibi, akıllara durgunluk veren (!) bir kayıkçı kavgası ile de bir gecede 65 milyon insanı, en az yüzde 40 daha fakirleştirdiler. Ve, bu hükümet hâlâ koltuğunda ısrar ediyor ve güven istiyor! Pes doğrusu! Demokratik ülkelerde her işin başı ve her şeyi yerli yerinde oturtan siyasi istikrardır. Türkiye'nin açmazı siyasi tablosundaki dağınıklıktır. 3'lü koalisyon hükümetiyle bölüşülen devlet bankalarının görev zararları (ne demekse) 30 milyar dolar civarındadır. Şimdilik kaydıyla, bunun yarısı kadar da özel bankaların görev zararları var! Pandora'nın kutusu daha açılmadı; açıldıkça o zarar boyutunu da göreceğiz! Bir yandan, enflasyonla mücadeleden vazgeçilmediğini söyle, diğer taraftan barajı milletin üstüne doğru patlat! Sağanak halinde zamları sökün ettir, vergileri artır; işçiye, memura, çiftçiye, emekliye, esnafa vermeye gelince zırnık koklatma! Bu zulüm hali, Rusya'nın müjik (köylü) halkına tatbik edilse idi, yer yerinden oynar, kıyametler kopar ve o hükümet müjiklerin çürük yumurta yağmuruna tutularak istifa ettirilirdi. Ama; maşallah bizim ülkemizde kimseden ses seda çıkmıyor! Muhalefetten çıkmıyor, basından çıkmıyor, halktan çıkmıyor! Üç-beş çatlak sese karşı da hükümet; ortalığı sütliman zannederek yoluna devam ediyor! Edebilirse edecek de, bunun imkansızlığını kendileri de görüyor. Duvara toslayan, sıfırı tüketmiş bir ekonomi ve bitmiş tükenmiş bir milletle nereye ve nasıl devam edecekler? İç borçla mı? Onunla gitseydi, bu günlere gelmezdik.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.