Güldürmeyin insanı...

A -
A +

Hükümet cephesinden yeni havadisler var: Bu hükümet çok işler yapmış; çok radikal kararlar almış, büyük çapta yapısal değişiklikler gerçekleştirmiş. Bütün bunların meyvelerini toplamak zaman alacağından, seçimlerin normal zamanından daha sonraki bir tarihe ertelenmesi gerekiyormuş. Millet, bir erken seçimle mevcut hükümetten kurtulmayı sabırsızlıkla beklerken, onlar, normal seçim zamanını bile aşmanın hesabı içinde! Onlara en güzel cevabı LDP lideri sayın Besim Tibuk veriyor. 'Siz, hangi meyveden bahsediyorsunuz kardeşim? Siz; ağaçları kökten kuruttunuz, meyveden dem vuruyorsunuz! Yapısal reform diyorlar; Finansta 4 defa yapısal reform yapıldı; ne oldu, ekonomi bütünüyle çöktü. Kepenkler indirildi, esnaf siftahsız dükkan kapatır hale geldi; fabrikalara kilit vuruldu, yüz binlerce insan işsizlik ordusuna katıldı. Bunların tek yaptığı şey, halkın cebine sürüyle hortum takmak; vergi, zam, fatura!.. Çekin elinizi milletin cebinden!' Hükümetin seçimden korkması ve kaçmak istemesi normal; çünkü millete çektirdikleri ve icraatları ortada. Ama gerekçesi yanlış. Seçimlerin normal zamanından ileri tarihe atılmak istenmesi ise, yanlış üstüne yanlış.. Evet; mevcut iktidar partileri, hükümeti meydana getirmek için, sayısal olarak yeterli sandalyeye sahip. Hatta fazlasıyla sahip.. Ancak; bizdeki siyasetçiler, Meclis'teki sandalye çoğunluğunun bir yere kadar olduğunu ve asla herşey demek olmadığını bir türlü anlayamıyorlar! Meclis'in yekununa sahip olunup iktidar olunsa bile, şayet bu iktidar millete güven vermiyorsa, iktidarı süresince vakit kaybetmekten ve kaybettirmekten öte bir icraat yapamaz! Mevcut hükümet de öyle değil mi? Boşuna milletin vaktini öldürüyorlar. Millet, bunlara güvenmediği için, hükümetle beraber oyuna girmiyor. Yani hükümet, hükümetçiliği tek başına oynuyor; millet sadece seyrediyor! Halbuki demokrasilerde oyun, milletle beraber, milletin desteğiyle birlikte oynanır. Böyle oynanırsa, iktidarların başarı şansları olur. Aksi halde oyun bozulur! Sahi, bu gidişle hükümet hangi meyveleri toplayacak? Vergi, zam ve faturalarla bugüne kadar getirdi. Üretimin ve ticaretin olmadığı bir yerde; siz, istediğiniz kadar vergi koyun zam yapın! Neticede avucunuzu yalarsınız! Millet çalışacak, üretecek, satacak ve kâr elde edecek ki size vergi verebilecek. Olmayan şeyin vergisini nasıl toplayacaksınız? Milyonlara baliğ olan işsizler ordusuna yeni milyonlar eklemenin gayretkeşliği ile; 1 Nisan 2002 tarihinden itibaren sigorta primine esas kazanç tavanı 1 milyar 700 milyona, sigorta primine esas kazanç tabanı ise 340 milyon liraya çıkarılıyor. Piyasaların kilitlendiği bu ortamda, hangi işveren veya işçi bu primleri ödeyebilecektir? Bu hal, sigortasız işçi çalıştırmaktan başka ne işe yarayacaktır? Seçimleri ne zaman yaparsanız yapın; netice itibariyle oyu, bu işçi (daha doğru ifadesiyle işsizler ordusundan) ve işveren kesiminden istemeyecek misiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.