1992 senesinde komünizmin pençesinden kurtulan Gürcistan, coğrafi konumu itibariyle "büyük güçlerin" nüfuz sahasında bulunmaktadır. Kafkaslar'ın bu küçük ülkesi, Orta Asya petrollerini Avrupa'ya taşıyacak güzergâhta olması münasebetiyle önem kazanıyor. Komünizm, girdiği her ülke gibi Gürcistan'ı da her şeyiyle bitirmiş. İşsizliğin ayyuka çıktığı ülkenin sokaklarında dilencilerden adım atılamıyor! On üç senelik eski yönetim de, ülkenin olmayan kaynaklarını devlet başkanı ve avaneleri arasında paylaştırmış. Rüşvetin kol gezdiği ülkede, devlet otoritesi mafyalaşarak halkı talan etmekte idi. ABD, Batı kültürüyle yetişmiş genç lider Saakaşvili'nin arkasında durarak, eski yönetimi alaşağı ettirdi. Yapılan seçim sonucunda, gözü kara bu genç lider cumhurbaşkanlığına getirildi... Petrol fiyatlarının tarihinin en yüksek seviyesine çıktığı bugünlerde; Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı dikkatleri yeniden bu proje üzerine topladı. Oysa Gürcistan, inşaatın sürdürüldüğü Borjomi Vadisinde; çevreye zarar veriyor gerekçesiyle hattı beş metre derinden geçirmek için çalışmaları durdurmuştu! Türkiye'ye muhtaç bir ülke... İşte, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Tiflis'i ziyareti, ABD'nin baskısıyla boru hattı inşaatının yeniden başlatıldığı günlere rastlamaktaydı. Başbakan her platformda bu projenin önemine vurgu yaptı ve bir an önce bitirilmesini istedi. Ayrıca, bu projenin gidişatının; Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz projesini de etkileyeceğini muhataplarına ihtar etti! Devlet Başkanı Saakaşvili projenin geciktirilmeyeceği sözünü verdi. Bu proje; Başbakan Erdoğan'ın da işaret ettiği gibi, yalnızca üç ülkeyi değil; tüm bölgenin güvenlik ve istikrarını, dolayısıyla bütün dünyayı ilgilendirmektedir. "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" derler ya; sorunlar yumağı Gürcistan her şeyi ile Türkiye'ye; Türk insanına, Türk müteşebbisine muhtaç! Daha önce orada yatırım yapmak isteyen iş adamlarımızın başlarına gelmeyen kalmamış! Milyon dolarlık makine parklarına el konularak ülkeden kovulmuşlar. Hem de bu iğrenç işler; mafyalaşan devlet eliyle, bir kısım milletvekilleri marifetiyle yapılmış. Genç ve dinamik lider bütün bu olumsuzluklarla yoğun şekilde mücadele ediyor. Hukukun üstünlüğü ve kanun hakimiyetini yerleştirmek için çırpınıyor. Yolsuzlukların ve rüşvetin üzerine gidiyor. Gazetecilerin, Türk iş adamlarına yapılan haksızlıkları hatırlatmaları üzerine Saakaşvili, "... İş adamları zorluklarla karşılaşıyorlardı. Ama şimdi karşılaşmıyorlar; bundan böyle de karşılaşmayacaklardır. Bakınız, eskiden Türk TIR'larının Gürcistan'dan geçişi problemdi. Büyük rüşvetler dönüyordu. Şimdi var mı böyle bir şey?.." dedi. Başbakan Erdoğan, Gürcistan'la üçüncü kapının açılması talimatını verdi. Senelik 450 milyon dolarlık ticaret hacmini bir milyar dolara çıkarmak için karar alındı. Baş ağrıtan asıl mesele!.. Tüm bu keşmekeşlik içerisinde, Güney Osetya-Acara-Abhazya problemleri ile boğuşan ülkenin başını asıl ağrıtan eski efendisi Rusya!.. Rusya, bu eski nüfuz sahasındaki etnik meseleleri devamlı kaşıyor. En son olarak; Rus faşist lider Jirinovski, Gürcü makamlardan müsaade almadan bir botla karasularına giriyor! Saakaşvili'nin dediği gibi; "... Bu deli, bizi ülke olarak tanımıyor! Büyük bir devlet bu deliyi tutamıyoruz der ve bizim üzerimize salınmasına göz yumarsa, bu durum normal olabilir mi?!" Başbakan Erdoğan, Eylülün başında Putin'le görüşeceğini ve istenirse iki ülke arasında arabuluculuk yapabileceğini söyledi. Komşu ülkelerdeki istikrarsızlıkları ve problemleri gördükçe, Türkiye'nin önemi ve bölgemizdeki rolü çok daha iyi anlaşılıyor.