Hakkını gözetip haddini bilmek!..

A -
A +

Hakkımızı fazlasıyla gözetiyoruz ama, bunu yaparken çoğu kez haddi aşmıyor muyuz? Evet; İstanbul'a yağan kar ve meydana gelen fırtına, son otuz yılda görülmedik bir olaydı. Oysa, aynı kar ve fırtına; günler ve haftalardır başta Ankara olmak üzere yurdumuzun büyük bölümünde etkisini sürdürmektedir. "Megakent" İstanbul'u "megaköy"e çeviren olumsuz hava şartlarında; tek kelime ile perişan olan halk; her zaman yaptığı gibi suçlu aradı. Kâh belediyeleri, kâh karayollarını ve kâh da siyasi iktidarı suçladı. Halbuki; yaşanılan bu keşmekeşte trafiğe tedbirsiz çıkan ve emniyet şeridi dahil her türlü trafik kuralını ihlal eden vatandaştan mahalli ve genel idareye kadar hemen herkes bu sınavda başarısız olmuş ve sınıfta kalmıştır. Yetkilileri televizyonlarda izledikçe "sirkatin söylediklerine" ibretle şahit olduk. Bunlardan elektrik idaresinin bir yetkilisi; "... özelleştirme konusunun görüşüldüğü 90'lı senelerin başından beri; enerji hatlarına bakım yapılmadığını..." söyledi. Büyük şehirlerde elektrik; savaştaki barut mesabesinde! O olmayınca başka olumsuzlukları sıralamaya gerek yok. Ne sudan eser kalıyor ve ne de doğalgaz-kombi sistemine bağlı meskenler ısıtılabiliyor! Trafik faciasının sorumlusu!.. Yöneticilerimizin bu acınacak ve çaresizlik halleri karşısında haksız yere eleştirildikleri tek şey; trafikte yaşanılan facia idi. Trafik faciasının yegane sorumlusu, sorumsuz ve sorumsuzlukları ölçüsünde haddini bilmez sürücülerdir. Dünyanın her medeni ülkesinde; yollardaki emniyet şeritleri asla ihlal ve işgal edilemez! En büyük ceza bu suçu işleyenlere verilir. Kilometrelerce yoğunlukta trafiğin tıkandığı bir yolda; emniyet şeridi de işgal edilmişse; oraya gerekli yardım nasıl gelebilecektir?! Bunu düşünemeyenler ve bu ihlali yapanlar, her türlü zillete müstahak olsalar gerektir! *** Geçen haftanın bir diğer tartışma konusu da; Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon'un; samimi bir ortamda yaptığı konuşmasının bir cümlesini alarak ve onu da yanlış değerlendirerek koparılan fırtınadır. Paşa; "sözlerim yanlış anlaşıldı. Çözümden yana olumsuz birşey demedim. Şehit kanıyla alınmış bu toprakları (ver-kurtul) olarak değerlendirenler haindir; bunu şimdi de söylüyorum" dediyse de üstüne üstüne gittiler. Bazıları, onu demokrasi karşıtı olarak gösterdi. Hem, bu nasıl bir demokrasi idraki ki; kimsenin fikrini söylemesine müsaade edilmiyor ve "söyletmen, vurun!" mantığı hakim olabiliyor?! Nitekim; Kıbrıs'ta şerefli bir barışın temini için; KKTC'deki Türklerin ve Türkiye'nin olmazsa olmaz hakları korunmak şartı ile bir çözüm arayışına girmek ve bunun için müzakerelere oturmak, her akl-ı selimin arzuladığı bir şeydir. Cumhurbaşkanı'ndan Hükümet'e, Genelkurmay Başkanlığından Dışişlerine kadar, herkes ve her kesimin üzerinde konsensüs oluşturduğu böylesine milli bir meselede; Tolon Paşa da aynı şekilde düşündüğünü ifade etti. Konuşmasının bu kısmı dikkate alınmayıp; çözüm isteyenleri, (ver-kurtul)cu addediyor göstererek; cımbızla yalnızca o cümlesini almak ve onu da çarpıtarak yanlış değerlendirmek, iyi niyetle bağdaşmasa gerektir. Genelkurmay son noktayı koydu Nihayet, Genelkurmay Başkanlığı yazılı bir açıklama yaparak son noktayı koydu da, rahat bir nefes aldık! Ayrıca; Kıbrıs gibi, millete mal olmuş milli bir meselede kim veya kimler; (ver-kurtul) diyebilir? AB, Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda Türkiye'den ziyade Rum tarafına baskı yapmalıdır. Özveri isteniyorsa, bu karşılıklı olmalıdır. Türk tarafından koparılmak istenen taviz ve Türk tarafına dayatılan şartlar; aynen Rum tarafından da istenmeli ve dayatılmalıdır. Aksi halde; sorunlar yumağı olan bir Ada'yı birliğe dahil etmiş olurlar ki, asıl o zaman başı ağrıyacaklar kendileri olacaktır! Asker, bu memleketin güvenliğinden sorumlu öz evladıdır. Türkiye'nin güvenliğini hayati derecede ilgilendiren Kıbrıs konusunda hassas olmayacak da, nerede olacaktır?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.