Filistin seçimlerinin galibi HAMAS oldu. İktidardaki El-Fetih, büyük oranda oy kaybetti ve muhalefete düştü. Bilindiği üzere; El Fetih'in liderliğini, ölünceye kadar Yaser Arafat yapmıştı. Ta Arafat'ın döneminden beri, El-Fetih yöneticilerinin yolsuzluklara bulaştıkları ayyuka çıkmıştı... Yoksulluk ise, zaten malumdu. Yoksullukla yolsuzluk bir araya geldiğinde ise, halkların infiali gerçekten büyük oluyor. Nitekim bizde de öyle olmadı mı? 2002 seçimlerinden önce, adeta şirketleşmiş siyasi partileri, milletimizin sandığa nasıl gömdüğü hâlâ hafızalardadır. Bu durum, uzun yıllar unutulmayacak ve üniversitelerde ders olarak okutulacaktır! Dünyadaki demokrasilerde, herhangi bir iktidar partisinin, oylarını yüzde birlere düşürmesi, düşürebilmesi düşünülemez bile! Dünyadaki bütün halkların, yolsuzluklara karşı nasıl duyarlı olduklarını buradan anlamalıdır. İstikbal bekleyen siyasiler de adımlarını buna göre atmalıdır. Silahlar ve demokrasi!.. Filistin'de HAMAS iktidara gelince, başta ABD ve AB ülke yönetimleri hop oturup hop kalktı. Çünkü, böylesi bir sonucun çıkabileceğine kimse ihtimal vermiyordu. Bu durumda ABD'nin Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ne olacaktı? Nasıl şekillenecekti? Zira, Filistin'de iktidara gelmiş bulunan HAMAS teşkilatı, asla silah bırakmak niyetinde değildi. Bunu da açıkça deklare ediyorlar zaten. Peki, böyle bir durum, yani mensuplarının ellerinde silahlarla demokrasi bağdaşabilecek mi? Filistinlilere göre evet; zira karşılarında İsrail devleti vardı. İsrail devleti de eli silahlı olarak, kendilerine karşı şiddet uygulamaktaydı. Şimdi İsrail, HAMAS teşkilatının silahlarını bırakmadan kendilerini muhatap almayacaklarını söylüyor. Aynı şeyi HAMAS da söylüyor ve İsrail'in şiddetten vazgeçmesini aksi halde onlar da İsrail'i muhatap almayacaklarını söylüyor. Böyle bir durumda Orta Doğu'da barış başka bir bahara mı kalmış oluyor? Filistin'deki siyasi gelişmeleri görüşüp değerlendirmek üzere ABD ile Rusya, temsilcileri Londra'da bir araya geliyorlar. Burada, senelerdir Filistin'in yanında yer alan Rusya'nın takınacağı tavır merak konusudur. Bakalım ABD, ağzı terörle yanmış Rusya'yı ikna edip kendi safına çekebilecek mi? Filistin'deki siyasi gelişmeleri ve HAMAS'ın iktidara gelişini değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan; "... HAMAS'a bir şans verilmelidir. Ön yargı ile önü kesilmemelidir. Geleceğe yönelik tavırlarında bugüne kadar alışılmışın dışında bir süreci başlatabilir. Bu noktada olayı değerlendirmekte büyük fayda var..." dedi. İsrail'in güvenliği için! ABD'nin Orta Doğu'da bulunmasının ve bu bölge için projeler üretip tatbik mevkiine koymasının iki ana sebebi vardır. Bunlardan birincisi petrol, ikincisi de İsrail devletinin güvenliğidir. ABD'nin İran'a tavrı, İran yöneticilerinin ise bu tavrı adeta körüklercesine davet etmesi, Filistin'de HAMAS'ın iş başına gelmesi savaş baltalarının çıkarılması anlamına gelmiyor mu? O bölgede, yarım asırdan fazladır sürmekte olan savaş zaten var derseniz; iyi de; İran faktörü işin içine girince iş değişir. Başta bölge ülkeleri olmak üzere bütün ülkeler yeni bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıya kalır.