Havanda su döverek zamanı israf etmek

A -
A +

Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir zaman şimdiki kadar dibe vurup iflas etmedi. Türk ekonomisinin iflas ettiğini ve yolsuzluk ekonomisinin ayyuka çıktığını, yalnızca bizler değil; alışılmadık sert bir üslupla Genelkurmay Başkanlığı da ilan etti! Tabii bu durum Başbakan'ın hoşuna gitmedi ve kaygılandığını belirtti! Kaygılı Başbakan'a gazeteci soruyor: 'Efendim; malum Meclis tatilde ve sizin partinizin milletvekilleri de seçim bölgelerine gidip halkı dinliyorlar. Halktan bir tepki alıyor musunuz?' Başbakan gayet rahatlıkla cevap veriyor: 'Biliyorsunuz bizim her ilde milletvekilimiz yok. Mevcut milletvekillerimiz, temsil edilmediğimiz, yakınlarındaki illere de giderek halkı dinliyorlar. Bu durum (başka ilin milletvekilinin gelip halkı dinlemesi), halkın çok hoşuna gidiyor. Genel manada, ekonomik bir sıkıntının olduğu belli, ancak; halkımızın hükümete güveni tamdır. Gerekli tedbirleri süratle alıyoruz...' Yine gazetecinin sorusu üzerine Başbakan: 'Biz, güvenlik konusunu MGK'da konuşup bir sonuca bağlamıştık. Sayın Mesut Yılmaz'ın açıklamasını doğrusu anlamış değilim!' Belli ki, Başbakan'a gerekli bilgiler gereken sağlıkla iletilmiyor; dolayısıyla doğru bilgi ve tespitler karşısında da kaygılanmadan edemiyor! Başbakan, bu rahatlık içerisinde; AB sürecindeki kanunları çıkaracaklarını ve gerekli Anayasa değişikliklerinin yapılacağını söylüyor. Halbuki, daha önce de; özellikle fikir ve ifade hürriyetini AB normlarına çıkaran kanunda (312. madde) gerekli değişiklik yapılmış ve kanun Meclis'e gelmişti. O günkü Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, (elimizde bir 312 var; onu da kaldırırsanız; rejimi savunamayız) şeklindeki açıklaması karşısında kanun geri çekilmişti. O kanunu geri çeken aynı Meclis, şimdi evet diyebilecek mi? MHP'nin ve ANAP'ın bilinen tavırları ortada iken; Başbakan'ın bu denli rahat olmasını doğrusu anlayabilmiş değiliz. Çünkü, görünen o ki, her üç parti de ayrı telden çalıyor! Mesut Yılmaz, AB trenini kaçırıyoruz derken, Başbakan; yok öyle şey diyor! Başbakan, Milli Güvenlik konusunu hallettik derken, Mesut Yılmaz; aynı konuyu üstelik olmadık yerlerde tartışmaya açıyor! Genelkurmay açıklama yapıyor, iktidarın diğer ortağı MHP askerin yanında yer alıyor. Bu mu uyumlu koalisyon? Bu koalisyon hükümeti mi, AB'nin beklediği kanun değişikliklerini yapacak? Başbakan'a kalırsa evet; ama!.. Bizce; bitip tükenen, ülkeyi iflas ettirip, kendileri de iflasın eşiğine gelen koalisyon partileri, zevahiri kurtarabilmek için seçim hesapları yapıyorlar. Kaçmak için bahane arıyorlar! Millet, hiç birisinin sözlerinde samimiyet görmüyor. Yapılanlar, havanda su dövmekten ibaret olup, millete vakit kaybettirmekten öte bir mana taşımıyor. Siyasetçi bu davranışlarıyla bindiği dalı kesiyor. Nitekim, yapılan kamuoyu araştırmalarında siyasete ve siyasetçiye güven yalnızca yüzde 1!.. Yeni bir seçimde siyaset, işte yüzde 1'lik taban üzerinde bina edilebilecek! Onun içindir ki, siyaset tamamen Parlamento'nun dışında ve yeniden oluşumlarla şekillenmeye çabalıyor. Sağda da solda da...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.