Her şeye rağmen...

A -
A +

Her şeye rağmen, Türkiye'yi ve Türk insanını çok güzel günler bekliyor! Ne garip tecellidir ki; Sovyetler'in dağılmasından sonra, önümüze çıkan onca imkan ve fırsatları kullanamamamıza rağmen; adeta bize; bizim ahmaklığımıza inat, yeni imkan ve fırsatlara kavuşuyoruz! Kaderin garip bir cilvesi bu; biz istemesek de böyle oluyor! Bilindiği gibi, upuzun süren karanlık geceler yaşadık. Bazen, ümitsizliğe düştüğümüz ve böyle gecenin sabahı olmaz dediğimiz demler oldu! Öylesine kötü yönetildik ki, bir kısmımız kurtuluşu ülkeden kaçmakta aradı! Fabrikalarımızı söküp; ne ile karşılaşacağımızı bilmediğimiz diyarlara gittik! Ufkumuzu öylesine karartmışlardı ki, kurtuluşu gözlerimizi karartmakta aradık! Ne kadar uzun ve çileli olursa olsun; her gecenin sabahında şafağın sökeceği ve günün doğup etrafı aydınlatacağı muhakkak ve mukadderdi. Her darlık, sıkıntı ve meşakkatin sonunda da, kolaylığın ve ferahlamanın olması da muhakkak ve mukadderdi. Zamanın nasıl geçtiğine, olayların nasıl geliştiğine ve; statükoların nasıl yıkılıp değiştiğine bir bakın! Daha dün, olması hayal bile edilemeyen olayların nasıl gerçekleştiğine dikkat edin! Sovyetler'in dağılmasından sonra önümüze; 800 senelik (Sultan Sencer'den beri) hasreti giderecek, Orta-Asya Türk Cumhuriyetleri, goncaları ter-ü taze açılmış fidanlar misali; Çin Seddi'nden Adriyatik'e değin Türk Yurdu-Türk Birliği imkanını serdi! Karşılıklı kötü politikacılar elinde bu imkan ve fırsatlar bir türlü gereği gibi değerlendirilemedi! Hâlâ bu fırsat kaçmış değil, ancak; bu imkan ve fırsatları kuvveden fiile çıkaracak adam gibi adamlarını, tek kelime ile Türklük sevdalısı liderleri arıyor! Türk milleti 3 Kasım seçimleri ile, iddia edildiği gibi gerçekten bir AK devrim yaptı! Statükonun temsilcisi lider ve partilerini sandığa gömdü; bir partiyi; umut vadeden yeni bir partiyi tek başına iktidara getirdi. Onca olumsuz iç ve dış şartlara, baskı ve gelişmelere; yeni iktidarın bunlara verdiği olumlu-olumsuz tepkilere rağmen; ufkumuz aydınlık, önümüzdeki fırsatlar ganidir! En korktuğumuz Irak Savaşı bile, beklenilenden önce bitti! Çok şükür; bizi derinden etkilemedi! Siz bakmayın, Bayındırlık Bakanı'nın öyle ipe sapa gelmez laflar ettiğine! Merhum Özal'ın; 'benim memurum işini bilir' demesi gibi; Türk müteşebbisi işini bilir! Hem de Bayındırlık Bakanı'na rağmen!.. Cumhurbaşkanı'nın CHP muhalefetini andıran tavrına ve her gelen kanunu 'veto' etmesine de bakmayın! Her kap içindekini sızdıracaktır! Dolayısıyla, önemli olan; AK Parti iktidarının millete olan güvenini sarsmadan, doğru bildiği yolda, kararlılıkla gitmesidir! Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, daha işin başında Başkanlık sistemini dillendirmesi, onun, merhum Özal'ın bıraktığı yerden başlayacağının işaretidir! Bir 'vergi barışı' başlattılar; 7 katrilyona yakın para toplandı! Bu ne demektir biliyor musunuz? Bir senedir, kapısında el pençe durduğumuz IMF'nin o da 'kerhen' vermek durumunda kaldığı paranın tam 9 misli para toplandı! Tıpkı; 83'de Özal'ın yaptığı gibi Türkiye'nin bir baştan öbür başa 'şantiye' haline gelmemesi için hiçbir sebep yok! Orta-Asya'sıyla, Irak ve Orta-Doğu'suyla, Rusya'sı, AB ülkeleri ve ABD'siyle bütün yeryüzü pazarı Türk müteşebbislerini bekliyor! Haydi; durmayın! Ankara elini çabuk tutsun, Türk müteşebbisinin önünü açsın; biz de çalışalım, üretelim ve satmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyalım! Onca zaman kaybı, başka ne türlü telafi edilir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.