İktidardaki AK Parti'ye karşı olan muhalefet yalnızca Meclis içindeki CHP değildir! Belki de CHP dışındaki muhalefet çok daha etkilidir! Her zaman olduğu gibi; yangına körükle gitmeyi alışkanlık haline getiren mahut medyayı bilmem zikretmemde fayda var mıdır? Bu, şu demektir ki; AK Parti iktidarı ağzıyla kuş tutsa, malum muhalefet kesimleri bildiklerini okuyacaklar ve asla; millet yararına müspet bir icraatını desteklemeyeceklerdir. O halde yapılması gereken iş; bildiğini okuma eylemini bizzat iktidar partisi yapmalı; milletten aldığı iktidar gücünü millete hizmette sarfetmelidir. Öteye beriye laf yetiştireceğim diye vakit kaybetmemelidir. Bunun için de; özellikle Bakanlar Kurulu üyelerinden her kafadan ayrı seslerin çıkmasına müsaade edilmemeli; her bakan ancak kendi konularında beyanda ve açıklamalarda bulunmalıdır! Bakınız; daha Hükümet 50. gününde iken, her yandan muhalefet oklarına muhatap olmaya başladı. Dikkat edilirse, en acımasız ve yıkıcı muhalefeti, ayaklarının altından halılarının çekilmekte olduğunu görenler yapıyor! 'Benden sonrası tufan' aymazlığı ile ağzı olan herkes her şeyi konuşuyor; değerlendiriyor, ahkam kesiyor. Hükümet; asgari ücret tespitini, resmi rakamların ifade ettiği şekliyle; açlık sınırının altında açıkladı diye, bütün kesimlerden şimşekleri üzerine çekti. 'Her şeyden önce, partinizin adı Adalet; ilan ettiğiniz bu rakamı isminizle bağdaştırıyor musunuz' kabilinden tenkit edildi. O zaman; verilmesini istedikleri yüksek rakamın kaynağını kimse sormadan bu muhalefeti yaptı. Şimdi ise, seneler senesi açlık sınırının altında yaşamakta olan işçi, Bağ-Kur emeklileri ile, yaşlılıktan dolayı kendilerine cüzi bir maaş bağlananların aylıklarına kısmi bir zam yapıldı diye feryad-ı figanı basıyorlar ve; bunun kaynağı nerede diye soruyorlar. Bunlara en güzel cevabı AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan verdi. Ay başında paralar alındığı zaman kaynağı görürsünüz dedi! Her şeyi en iyi şekilde bilen ve burunlarından kıl aldırmayan mahut medya mensupları da, televizyonlara çıkarak; 'bunlar popülist politikalardır, devletin devamlılığı vardır; dolayısıyla evvelki hükümetin IMF ve Dünya Bankası ile yaptığı ekonomik anlaşmalar yürürlüktedir, zinhar, ondan asla taviz verilmemelidir' gibi hezeyanları gevelemeye başladılar! Türkiye'nin ekonomik politikalarını IMF ve Dünya Bankası yönlendirecekse; milletin seçip iş başına getirdiği hükümetlerin ne manası vardır? Daha açık ifadesiyle; bu millet önceki hükümet döneminde olduğu gibi inim inim inlemeye devam edecek idiyse; seçimler niçin yapıldı ve hükümet neden değiştirildi?! Buradaki niyet bozukluğu gayet açıktır; nitekim, önceki hükümet döneminde memurlara verilen seyyanen 100 milyon TL ek yardımda kimse sesini çıkarmadı ve kaynak sormadı! Mevcut hükümet, toplumda kanamakta olan bir yaraya parmak bastı ve büyük bir adaletsizliği kısmen gidermeye çalıştı. Bizdeki muhalefet anlayışına bakın ki, toplumun geniş kesimlerinin biraz olsun nefes almalarına bile tahammül gösteremiyor! Ne diyelim; Allah, akıl fikir ve illa da insaf versin!