Hükümet zorda

A -
A +

Kurulduğu günden beri milletin ensesinde boza pişirmekten öte bir marifeti olmayan üçlü koalisyon hükümeti çatırdamaya başladı. Erken seçimin sinyallerini; iktidarda bulunan her üç parti yetkililerinin, seçmen tabanına vermekte olduğu mesajlardan anlamak mümkün. Başarısızlık sahiplenilemeyeceğine göre, koalisyon partilerinden hiç birisi oyun bozanın kendisi olmak istemiyor! Kimisi, AB'ye girişteki tavizleri bahane ediyor. Halbuki, AB'ye verilen protokolde; kısa, orta ve uzun vadede yapılacakların hepsi bildirilmiş ve bu üç parti liderleri tarafından imzalanmıştı! Milletin kahir ekseriyeti AB'ye girmeyi istediğinden; hiçbir parti ve lideri açıktan AB'ye karşı olamıyor. Herkes, kendi janrına uygun bir posta bürünerek ve bunun etrafında bin bir dereden su getirerek temize çıkmaya çalışıyor! Her üç iktidar partisi de, kurdukları hükümetten bin pişmanlar ama, bunun altından nasıl kalkılacağını ve en az zararla bu hükümetten nasıl sıyrılacaklarını bilemiyorlar! Bir hükümet düşününüz ki, kendi elleriyle kendisini bağlamış ve başarısızlığa mahkum etmiş! Ekonomiyi IMF'ye teslim edip, ondan aldığı direktifler doğrultusunda icray-i faaliyette bulunan bir hükümetin bu konuda, kendisinin söyleyip de yapabileceği bir şey yoktur. Hükümet de, IMF'nin ağzının içine bakmaktadır! Siyasette ise; tamamen AB'ye endekslenmiş bu hükümet, oradan gelen ve gelecek telkinlere göre hareket ediyor! Yani, bu hükümetin yegane yapabildiği şey trafik memurluğudur! Görüldüğü gibi, ne ekonomide ve ne de siyasette kendi inisiyatifi ile bir karar alıp uygulamaya koyamıyor. Sadece kendisine verilen reçeteleri uygulamaya çalışıyor! Dışarısı ise, Türkiye'yi deneme tahtasına çevirerek oyalıyor. Bakınız; bizi sabit kura zorlayan IMF'dir. Olmadı; kuru serbest bıraktırdı! Bu arada; sadece döviz bazında yüzde 116'ya varan muazzam bir devalüasyon yapmamıza ve sayın Başbakan'ın; bundan böyle ihracatımızın patlayacağını söylemesine rağmen, bu artış yüzde 14'lerde kalmıştır! Aynı IMF, şimdi de reel sektöre kaynak aktarılmaması için diretiyor! Üretim yok, arz yok, talep yok; enflasyonu böylece düşürdük mü diyecekler? Öte yandan; İşişleri Bakanı kendi partisinden değilmiş gibi, Mesut Yılmaz; 'AB'ye girersek, bir meslek okulu olan Kız İmam-Hatip'lerin 13 yaşlarındaki öğrencileri polis tarafından tartaklanamayacaktır!' diyerek, suret-i haktan dem vuruyor! O vakit adama demezler mi; o koltukları ne diye işgal ediyorsunuz ve millete yanlış adres veriyorsunuz; AB ve IMF yetkilileri gelsin, onlar idare etsinler! Bu milletin ekonomik, sosyal ve siyasal meselelerini yabancılar halledebilecek ise, sizler ne diye oy isteyip iktidara talip oldunuz? İktidar koltukları mostralık mı?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.