Huzura bomba!

A -
A +

Uzun süredir ülkemiz böyle bir eyleme sahne olmamıştı. Eylemin türüne ve icra şekline bakıldığında; araçta bomba patlatılmasına ilk defa şahit olmaktayız. Dileriz kötü günlerin habercisi olmaz! İstanbul'daki patlamaların Yahudi vatandaşlarımızın mabedleri olan sinagogların bulunduğu sokaklarda meydana gelmesi, akla çeşitli şüpheleri getiriyor! Bilindiği üzere, geçen hafta İsrail'in Başbakan'ı Türk semalarından geçerken; birkaç saatliğine de olsa, Ankara'ya inip yetkililerle görüşmek istemiş ancak; Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yüklü programı kendisine bildirilince, bu talepleri gerçekleşememişti. Bir yönüyle bakıldığında; bu menfur hadise, sanki Türkiye ile İsrail'i yakınlaştırmayı amaçlayan provokatif bir eylemi çağrıştırıyor. Olayın ramazan ayında meydana gelmesi ve neticesinin böyle olması; arkasında İslami terör örgütlerinin olamayacağını gösteriyor. Terörden çok çekmiş ve onca tecrübe sahibi olarak belirtmeliyiz ki; ne olursa olsun ve nasıl olursa olsun; her türlü terörün hedefinde Türkiye'nin huzuru ve istikrarı vardır. Türkiye'de ne vakit bir ilerleme olsa; ekonomik göstergelerde bir iyileşme gözlense; siyasi iktidarların istikrar adına bir başarıları söz konusu olsa, terörist eylemlerle yüz yüze geliriz! Acı dersler almamıza rağmen... İçeriden de, dışarıdan da olsa bu tür eylemleri gerçekleştirenler belli ki, Türkiye'nin düşmanlarıdır. Türkiye'de istikrarı, huzuru ve kalkınmayı istemeyen güçlerdir. Yıllar yılı terörle iç içe yaşamamıza ve acı dersler almamıza rağmen, gerektiği gibi akıllandığımız ve toplumca ma'şeri bir şuura eriştiğimiz söylenemez! Hâlâ; terörist eylemlerin arkasında, karşı tarafın örgütlerini arama ve bulduğunda da; 'bak işte, gördünüz mü?' diye taraf olmaktan kurtulamadığımız müddetçe, daha çok acılar çekeriz! 'Benim teröristim iyidir' demek! Hâlâ; teröre ve teröriste din, iman ve milliyet kılıfları uydurmaya devam eder ve; 'benim teröristim iyidir' demeye getirirsek; terörün arenası olmamak için bir sebep kalır mı? Terörün ve teröristin arayıp da bulamadığı ve bulduğunda da bayram edip her türlü şenaatini sergilediği ortam budur. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken ayrı bir konu da; bu tür eylemlerin İsrail ve Filistin'de, ve de burnumuzun dibindeki Irak'ta sık sık vuku bulduğudur. Şunu da unutmayalım ki; El-Kaide örgütü sözcüleri, El-Cezire televizyonu aracılığı ile dünya kamuoyuna şu açıklamayı yapmışlardı: 'ABD'ye dost davranan bütün Müslümanlar ve bunların ülkeleri hedefimizdir!' Bunca tecrübenin sahibi olarak; hangi partiden, siyasi görüşten veya dini inançtan olursa olsun, bütün bir toplum olarak bu terör belasının karşısında tavır alır ve tek vücut olursak; bu işin üstesinden gelebiliriz. En az zayiatla gelebiliriz. Aksi halde; bu gidişle başımız daha çok ağrıyacağa benziyor! Ayrıca; böyle bir eylemin, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın, KKTC'nin 20. yıl kutlamaları için, Kıbrıs'a gittiği bir güne denk getirilmesi tesadüf olmasa gerektir! Verilmek istenen mesaj açık Burada da iktidara verilmek istenen mesaj çok açıktır! Tek kelime ile 'gözdağı' olarak özetleyebileceğimiz bu durumdan iktidarın çıkaracağı çok dersler vardır! Bütün bunlar düşünüldüğünde; bir taşla kaç kuş vurulmak isteniyor? Bu da gösteriyor ki, bu eylem öyle sıradan değil, profesyonelce işlenmiş; inceden inceye düşünülüp tasarlanmış ve üzerinde günlerce çalışılmış bir eylemdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.