İçimiz yanıyor!

Terör, tek kelime ile kudurdu! Sayıları her geçen gün artan şehitlerimizin acısı, milletçe içimizi yakıp kavuruyor; kahroluyoruz! Milletçe; bütün zamanların kaydettiği en acımasız ve gaddar terör örgütü ile karşı karşıyayız. PKK terör örgütü belli ki, Kürt kimliği ve Kürtlerin hak ve hukukları ile alakalı değildir. Bu örgüt, tamamen Türklüğün ebedi düşmanlarının taşeronluğuna soyunan ve bunlara uşaklığın emsalsiz örneğini veren profesyonel bir güçtür. Bu örgütle çeyrek asırdır boğuşmaktayız. Bugüne kadarki örgütün başarısı; içerideki bizim dağınıklığımızdan kaynaklandı. Maalesef; hemen her kurum ve kuruluş ayrı istikamette hareket edip zaafa düştük. Oysaki örgütün arkasındaki güç, dünya devleriydi. Daha işin başında zannedilip vurgulandığı gibi; üç-beş çapulcudan ibaret değillerdi. Bugün, nihayet derlenip toparlandık ve çok şükür milletçe ve; her kurum ve kuruluşlar olarak yekvücut haline geldik. Öyle zannediyorum ki, bu hal; yani terörün bu kudurma hali, 'kuğunun son ötüşüdür!' Kuğu da öleceği zaman hayatının sesli ötüşünü yapıp öyle can verir! Türkiye'nin bölgesel güç olması ve bunu; her geçen gün daha da güçlenerek devam ettirmesi; Türklüğün düşmanlarını zıvanadan çıkardı. Çok kritik süreçten geçiyoruz. En ufak bir dikkatsizlik ve açıdan sapmamız, bizi telafisi imkansız badirelere sürükleyebilir. Her zaman söyledik; bir kez daha söylüyoruz; Kürt sorunu başka, terör sorunu başkadır. Terörle mücadele edilirken, asla demokratik anayasadan vaz geçmemeliyiz. Zira terörist başka, bizim kardeşlerimiz olan bölge halkı yani Kürtler başkadır. Teröristle anladığı dille konuşmalıyız! Olaylar karşısında asla serinkanlılığımızı yitirmemeliyiz. Devlet ciddiyetiyle ve teenniyle hareket etmeliyiz. Türklüğün ebedi düşmanları, Orta-Doğu'da çıkarmak istedikleri bir ateşin içine bizi de sokmak istemektedirler. Sütten ağzı yanan bir millet olduğumuzu unutmayalım ve yoğurdu üfleyerek yiyelim!