Taşkent Bütün Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile olduğu gibi, Özbekistan'la da merhum Turgut Özal zamanında başlatılan çok iyi münasebetlerimiz vardı. 1991'de Sovyetler'den ayrıldığında, Özbekistan'ı tanıyan ilk ülke biz olduk. Malum; Turgut Özal, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine çok önem veriyor ve Türkiye'ye adeta "Ağabeylik" görevi biçiyordu. Turgut Özal'ın vefatından sonra; maalesef bu münasebetler gitgide durma noktasına geldi. Öyle ki; Özbekistan, Türkiye'deki askerî ve sivil okullarda okuyan onbin dolayındaki öğrencisini geri çekti. Özbekistan içindeki Türk okullarını kapattı. Özbekistan vizesi Türkiyeliler için bir çile oldu. Burada yatırım yapan iş adamları çok sıkıntılar çekti. İki ülke arasındaki ticaret hacmi gelişeceğine giderek daraldı. 2003 senesi itibariyle toplam 270 milyon dolar civarında bir ticaretimiz var. Halbuki bu rakamın milyar dolarlarla ifade edilmemesi için hiçbir sebep yok. Burada yatırım veya burasıyla ticaret yapan iş adamlarını dinliyorsunuz; hemen hepsi dert küpü! Yaptıkları anlaşmaları geciktiriyorlar. İşlerinin her safhasında "rüşvet"e muhatap oluyorlar! Türk TIR'larından -gelişlerinden ve dönüşlerinden ayrı ayrı olmak üzere- 500'er dolar "ayak bastı parası" alınıyor. Bir sürü Türk firmasının, işlerini tamamlamalarına rağmen paraları ödenmiyor... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan seyahati ile Orta Asya Türk Cumhuriyetleri turunu tamamlamış oldu. Yeni bir heyecan ve ümit... Merhum Turgut Özal'dan sonrası ilk defa bir Türk Başbakanı, aynı heyecanla devletlerarası, münasebetlere "ivme" kazandırabilmek için yoğun bir gayretin içinde gözüküyor. Bu durum her şeyden önce, buradaki devlet adamlarına yeni bir heyecan ve ümit doğurdu. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde mevcut "bayraklar rüzgâr bekliyor"du! Tayyip Erdoğan, bu durumu; emin ve içten davranışlarıyla, taze ve yeni bir başlangıç yaparak sağlamış bulunuyor. Cumhurbaşkanı, İslam Kerimov'un, Tayyip Erdoğan'ın şerefine "Durmen Sarayı'nda" verdiği akşam yemeğine, sınırlı sayıdaki Türk iş adamı ve gazeteciler arasında biz de katıldık. Tayyip Erdoğan yemeğe, eşi Emine Erdoğan ve kızı Esra ile birlikte geldi. Çok samimi ve sıcak bir ortamda yenen yemekte Özbekistan Cumhurbaşkanı Kerimov, belki de devlet protokolünde ilk defa bir jest yaptı ve Türk Başbakanı'na hürmeten "kadeh kaldırmıyorum" dedi. İslam Kerimov ayrıca; Tayyip Erdoğan'ın, 2004 senesi içinde kendisinin Türkiye'ye davetini kabul etti. İki ülke arasında "güvenlik ve iş birliği" anlaşması imzalandı. 'Ata yurt'la 'Ana yurt' kenetlenmeli Vaktiyle 3 bin dolayında Türk iş adamı Özbekistan'da yatırım yaparken bu sayı, 250'ler dolayına kadar düştü. Tekrar eski günlere, hatta oradan daha da ileriye gidilmesi için her iki ülke yetkilileri ortak arzularını izhar ettiler. Kerimov; bundan böyle Türk iş adamlarına, Özbekistan'da yapacakları yatırımlar için her türlü kolaylığın gösterileceğini beyan ederek, başka yatırımcıları da ülkesine davet etti. Yine malum olduğu üzere; Orta Asya Türk Cumhuriyetleri 70 senelik komünizm esareti altında inim inim inletildi. Adeta üzerlerinden silindir geçti. Dillerini, dinlerini, kültürlerini unutturmaya çalıştılar. 10-12 senelik mazileri olan bu yeni Türk Cumhuriyetlerinin hemen her sahada her şeye ihtiyaçları var. Batılı ülkeler, bu yerleri mesken tutmuş haldeler; cirit atıp mekik dokuyorlar. Fırsat kaçırılmadan Türkiye ve Türk müteşebbisleri ellerini çabuk tutmalı ve buralardaki kardeşlerine ellerini uzatmalıdırlar. 'Ata yurt'la 'Ana yurt' birbirine kenetlenmeli; düşman her zamankinden kavi ve binbir şeytani hileyle, "ağabey"le "kardeş"lerin arasını açmak için çırpınıp duruyor zira!.