İktidarın alternatifsizliği

A -
A +

İktidar, alternatifsizliği ile övünüyor. İktidarın gerçekten alternatifi yok; zira Parlamento'da muhalefet yok! Dünyanın hiçbir sağlıklı demokrasisinde, bizdeki gibi 'karakuşi' bir hal olmaz; kazara olsa da, devam etmez. Edemez... Bizde bal gibi devam ediyorsa, bunun sebebi, demokrasimizin yerleşik olmaması ve onun kurum ve kuruluşlarının sağlıklı işlememesidir. Demokrasilerde gerçek iktidar ve gerçek muhalefet, bizzat milletin kendisidir. Sivil toplum kuruluşlarıdır. Milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Durmamalı... Piyasalar havadan nem kapıyor; ekonomi bıçağın sırtında bir seyir takip ediyor ve Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir perişanlık yaşanıyor. Sanki gizli bir el, Türkiye'nin şalterini indirdi! Ekonominin dinamosu olan inşaat sektörü, deprem bahanesiyle olduğu yerde duruyor. O gün bugündür, ülkede bir çivi çakılabilmiş değil. İnşaat sektörü deyip geçmeyin; aşağı yukarı 200 kalem mal ve hizmetin hareketi ve milyonlarca insanın işgücü demektir. İnşaat sektörü böyle de, tekstil, otomotiv ve diğer sektörler farklı mı? Fabrika ve işletmelerin çoğu kapılarına kilit vurarak işçilerini kapıya koydu. Kapanmayıp direnenler de, hazırdan yiyor ve kapanmayı bekliyor. Elin oğlu 'cennet' diye bizim ülkemize geliyor. Onların on milyonlara baliğ olan sayıları ile övünüyoruz. İşi gücü bırakıp; turizmle yatıyor, turizmle kalkıyoruz! Turist de olmasa yiyecek ekmek bulamayacağız! Cumartesi günkü gazetemizin manşeti: 'Aşevine düştük!' idi. Başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerde yığınla insan, karnını doyurabilmek için, Belediyelerin aşevlerine hücum ediyor. Bu 'cennet' vatanda milletini açlığa mahkum eden beceriksiz yöneticilerimiz ise, alternatifsizlikleri ile övünüyor! Türkiye'mizin içine sürüklendiği bu kepaze hal, tek kelime ile 'bela'dır! Millet ne yapsın? Cumhuriyet tarihi boyunca görülmedik şekilde, ilk defa esnaf kesimi yürüdü. İktidar, bu halden ibret alıp çekileceğine; aralarına katılan üç-beş provokatörün işgüzarlığını bahane ederek esnafı susturdu ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti! Bu yönetim tarzı da bir maharet olsa gerek; çünkü, kendi insanına 'cehennem' edilen bu ülke yabancılar için 'cennet' oldu! Baksanıza; kendi insanımız açlıkla pençeleşirken, yabancılar akın ediyor! Hem turistik seyahat yapıyorlar ve hem de gözlerine kestirdikleri fabrikaları, işletmeleri ve arazileri yok pahasına satın alıyorlar! Bu arada, bizim iktidarımız o kadar alternatifsiz ki, muhalefet görevi de Genelkurmay Başkanlığı'na kalıyor! Öyle ya; geçen günlerde yayınlanan, zehir zemberek bildirisindeki tespitleri, şimdiye kadar ne basından ve ne de 'muhalefetçilik' oynayan partilerden duyduk! Herkesin sesinin kısıldığı bu demde, buna da şükür!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.