İktidarsız iktidar!

A -
A +

Yazık; ahir ömründeki yaşlı ve hasta Başbakan, anlaşılmaz bir inat ve hırs uğruna hem kendisine ve hem de ülkeye çok büyük kötülükler yapıyor. İnsan, fanidir; devlet ve milletlerin hayatında hiç kimse vaz geçilmez değildir. Er ya da geç; yani bugün olmazsa yarın, işgal edilen koltuklar mutlaka boşaltılacak ve yeni sahiplerine teslim edilecektir. Bakınız; doktorları ona, yoğun tempo ile asla çalışmamasını salık veriyorlar! O ise, söylenilenlerin tam tersini yapıyor. Çelik korse ile dik durması sağlanan bir hastanın bu yaptıkları, adeta göz göre göre intihar değil de nedir? Partinin ağır topları, bir kısım bakanları ve sayıları şimdilik 50'ye yaklaşan milletvekilleri istifa ediyor; DSP Genel Başkanı ve Başbakan Ecevit ise, hiçbir şey olmamışcasına; 'umutluyum!' diyebiliyor! Bu durumda, belki de mutluyum diyecekken, yanlışlıkla ağzından umutluyum ifadesi çıkıyor! Koalisyon ortaklarından MHP, 3 Kasım'da erken seçim için Meclis'i Eylül'ün başında toplantıya çağırıyor, ANAP ise, elinde kalan tek AB kozunu oynayabilmek uğruna, daha erken bir tarih ararken, Başbakan da hâlâ, partisinin erken seçime hazır olmadığını ve seçimleri 2004 senesinde yapmanın gereğine işaret ediyor! Yani, kendi ortakları ve bütün muhalefet partileri, kaçınılması imkansız hale gelen bir erken seçime, mevcut hükümetle mi, yoksa ayrı bir seçim hükümeti ile mi gitmenin hesaplarını yaparken, bizim Başbakan, erken seçime karşı olduğunu söylemekte bir beis görmüyor! Üç koalisyon partisinin beceremeyip yüzlerine gözlerine bulaştırdıkları ve kurtarsın diye ABD'den getirtip, ekonomiye emanet ettikleri Kemal Derviş'in istifası ve bu istifanın Cumhurbaşkanı tarafından geri aldırılması, hükümetin iktidarsızlığının tipik göstergesidir! Allah için; adam görevinin sorumluluğunda ve asla istifayı düşünmüyordu. Çünkü; kendisine bağlı ekonominin hangi hassas dengeler üzerinde gittiğini en iyi kendisi biliyor. Bunun yanında; Ecevitlerle bu işin yürüyemeyeceğini bildiğinden ve bu hususu defaatle belirtmesine rağmen, bir türlü anlamak istemeyen Ecevitlere karşı yürütülen 'yeni oluşum' hareketinin mimarı olarak; hareketin içinde ama son ana kadar görevinin başında kalmayı düşünüyordu. Başbakan'la görüşmesinde, kendisine; 'yeni oluşumcularla görüşüyorsunuz, Bu haliyle hükümetteki görevinizi sürdüremezsiniz!' dendikten sonra, istifasını vermek zorunda kaldı. Ve tabii, piyasalar hemen alt üst oluverdi. Merkez Bankası dövize müdahale etmek zorunda kaldı. Devreye Cumhurbaşkanı girdi ve yeni bir kriz bu şekilde önlendi! Başbakan da çevir kazı yanmasın kabilinden; biz onun istifasını istemedik; yanlış anlamış, diye açıklamada bulundu! Sadece bu hal bile mevcut hükümetin iflasını göstermeye kafidir. Demek ki, Derviş'siz adım atmalarının imkanı yok! Hükümet, bu hareketiyle kendi güçsüzlüğünü, karşı tarafın ve özellikle Kemal Derviş'in gücünü ve önemini kendi elleriyle göstermiş oldu! Ecevitler, Kemal Derviş'siz bu işin yürüyemeyeceğini anladılar! Bir de kendileriyle bu işin yürüyemeyeceğini bir anlayabilseler!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.