George W. Bush yönetimindeki ABD'nin 2. Irak harekâtı gün sayıyor. Birinci harekâtın aksine; Türkiye, bu ikinci harekâta ister istemez aktif rol almak zorundadır! Birincisinde hedef, Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmaktı. Dolayısıyla, o zaman ABD'nin arkasında hemen hemen bütün bir dünya vardı. Şimdi ise, ABD'nin yanında yer alanlar bile 'kerhen' evet demek durumundalar! Çünkü; bütün dünya ülkeleri biliyor ki, ABD'nin bu ikinci harekâttaki niyeti, açıkladığından çok farklıdır! Bundan dolayı da bu ikinci harekatın kapsamı ve sonuçları, birincisine hiç benzememektedir. ABD'nin ileri görüşlülüğüne bakın ki; daha 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkeler, ABD ile Sovyetler arasında nüfuz sahaları olarak belirlenirken Türkiye, ABD'nin dost ve müttefiki olmuştur! ABD, bu seçimiyle hem Sovyetlerin sıcak denizlere inmesini önlemiş ve hem de; Yeni Dünya Düzeni Projesiyle dünyaya nizamat verirken; Balkanlarda, Orta-Doğu'da, Kafkaslar ve Orta-Asya'daki niyet ve emellerinin gerçekleştirmesinde elinde büyük bir koz bulundurmaktadır. Zira; Türkiye, bütün bu bölgelerin odak noktasındadır. Bu yeni harekâtın amacı Saddam'ın devrilmesi ve Irak'ın demokrasiye kavuşturulması olduğuna göre; akla gelen soru, ABD'nin bu iş için neden Irak'ı seçmiş olduğudur! ABD, tıpkı Yugoslavya'da ve aynı şekilde Afganistan'da olduğu gibi; bölgelerinin her bakımdan en karmaşık yerlerini seçerek müdahale etmiş ve gücünü göstermiştir! Zor yeri halledince, diğer kolay yerler haliyle kendiliklerinden veya basit müdahalelerle hizaya gelebilecektir! Yalnız; burada unutulmaması gereken konu, bütün bu Orta-Doğu'daki anti demokratik oluşumlara da vaktiyle, başta ABD olmak üzere batılı devletler imkan ve olur vermişti! Saddam da aynı ABD'nin ve Batı'nın temsilcisi olarak başta tutuldu ve onca zulümlerine göz yumuldu! Şimdi ne oldu da Saddam birden bire istenmeyen adam ve Irak rejimi tu-kaka edilmeye çalışılıyor? ABD'nin buradaki niyeti gayet açıktır ve bunu görmemek için kör olmak lazımdır. Birincisi; İsrail'in güvenliği, ikincisi ise, dünyanın 2. büyük petrol rezervlerine sahip olmaktır! Bu şekilde; yani ABD'nin Irak'ı işgaliyle Basra Körfezi'nin de kontrolü ele geçirilmiş oluyor ki, bu durum İran'ın ümüğünün sıkılacağının resmidir! ABD Başkanı Bush, Irak'tan sonra sıranın İran'a geleceğini boşuna açıklamamıştı! ABD, Irak harekatını en ince detayına kadar planlıyor da; savaş sonrası durumu; o zamanki muhtemel gelişmeleri; hem Irak içinden ve hem de bölge itibariyle o da hesaplayamıyor! Irak'ta çıkabilecek bir iç savaş veya içeride ve bölge ülkelerinde doğabilecek terörist hareketlerin nelere mal olacağını başta ABD olmak üzere hiç kimse düşünemiyor! ABD'nin en büyük zaafı, İsrail'in yanında yer almış olması ve tabiatıyla bütün Arap ülkeleri halkları tarafından istenmeyişidir. Yani ABD, Irak'ta ağzıyla kuş tutsa; Araplar tarafından samimi bulunmayacak ve benimsenmeyecektir! Zor, oyunu bozar, ama nereye kadar?!