ABD, savaş sonrası Irak'ın başına eski bir generali, Jay Garner'i getirdi. 38 yıl ABD ordusunda hizmet vermiş, İsrail yanlısı (siyonist) bu general, Wietnam savaşına katılmış; Birinci Körfez Harbi'nde de, Kuzey Irak'taki Kürt mültecilere hizmet vermiş! Jay Garner, ABD savunma bakanının arkadaşı ve füze başlığı üreten silah fabrikasında ortağı! Bağdat'ta şiddetle telin edilen general, Kuzey Irak'taki Kürt gruplarınca hüsnü kabul gördü! ABD, Pandora'nın kutusunu açtığı Mezopotamya bölgesinde; tesis ettiği beş ayrı yerdeki askeri üslerle; esas hedefi olan Irak petrol havzalarını şimdilik kontrol altına almış gözüküyor. Nedense; tarih boyu bu Irak coğrafyası, isyankar insanların yaşadığı, kanla yoğrulan belde hüviyetinden yalnızca Osmanlı döneminde kurtulabilmiştir! Osmanlı'nın bu tılsımlı başarısının sırrını, bizden çok Amerikalılar merak ediyor ve çözmeye çalışıyor! Vaktiyle; Küfe diyarı denilen bu yerde bir türlü huzur ve sükun temin edilemiyordu. Emeviler devrinde Halife Abdülmelik buraya; son derece sert ve asabi mizaçlı ve; sonradan 'zalim' sıfatıyla anılacak Haccac'ı vali tayin etmişti. Küfe ahalisinin hal ve tavrını iyi bilen vali, göreve gelir gelmez hutbeye çıktı ve halka şöyle dedi: 'Ben olmuş, kopma zamanı gelmiş olgun başlar görüyorum! Onları koparacak benden başkası değildir! Şer ne kadar ağır olursa olsun, o ağırlığı taşımaktan aciz değilim! Herkesi fenalığına göre takip edecek ve her bir kötülüğe misli fenalıkla mukabele edeceğim! Halife, beni okları arasından seçerek ve en kavi, en kuvvetlisini görerek size gönderdi! Çünkü siz baği, muhalefet, şikak ve nifak sahibisiniz! Sapıklıktan, başka beter bir sapıklığa sapıp gidiyorsunuz! Vallahi; değneğin kabuğu nasıl sıyrılırsa, sizi de öyle sıyırırım! Ağaç nasıl doğranırsa, sizi de öyle doğrarım! Çakmak taşına nasıl vurulursa, başınıza öyle vururum!' Haccac, asi-masum tefrik etmeksizin çok kan döktü. Öyle ki; huzuruna getirilen, Kutlu 2. Nesilden (Tabiin) mübarek, Said bin Cübeyr'in boynunu, hakaretle katlettirdi! Said bin Cübeyr'in, gövdesinden ayrılan mübarek başı yere düşerken kelime-i şehadet getirir; bu hali dehşetle gören Haccac-ı zalim'in şuuruna halel gelir! Demem o ki; bu isyankar ahali, Osmanlı'nın kadr-ü kıymetini bilmedi. İslamiyet'in amansız düşmanı İngiliz'le iş birliği yaparak; veli-i nimeti Osmanlı'ya bayrak açıp isyan etti! Dolayısıyla bu ahalinin başından; dün, zalim Haccaclar, bugün de zalim Saddamlar ve ABD general Jay Garner'ler eksik olmadı ve olmayacak! Dikkat ediyor musunuz; ABD, yalnızca, kendisi için kıymet ifade eden petrolü muhafaza altına aldı! Irak'ın tarih ve medeniyetini yakıp yıkarak yağmalattı; yok etti! İnsanları da kendi haline bırakıp; hatta, her türlü fitne ile aralarını açarak birbirlerini kırmalarına göz yumdu! Daha da yumacak ve; kendisine iş kalmadan; Irak halkını birbirlerine boğazlatacak! Yapmayın, etmeyin diyerek, araya girer gibi yapacak ve gerektiğinde vahlanıp timsah gözyaşlarını akıtacak! Etme bulma dünyasıdır bu! Onlar dün, Peygamber Efendimizin ciğer paresi sevgili torununu; gel, başımıza geç diye oraya davet edip yalnız bıraktılar! Ondan sonra da; zincirle bedenlerini dövüp kan akıtarak; sözde o mübarek kanın bedelini ödemeye çalışıyorlar! Şimdi ise, kan dökme sırası Amerikan ve İngilizler'de! Bakalım; onlar nasıl bedel ödeyecek?! Zira: 'Hakk, bela yazmaz, kul azmayınca!...'