İslam âlemini saran belalar!

A -
A +

Dünya coğrafyasına bakıldığında, İslam âleminin işgal etmiş olduğu toprakların insanlığın iştihasını kabartacak yerler olduğu görülür. Zira en mümbit araziler buralardadır ve bu topraklar ziyadesiyle dünya enerji kaynaklarını barındırmaktadır. Böylesine zenginliklere sahip bu coğrafya başsız ve paramparça bir görünümdedir. Dolayısıyla emperyalizmin boy hedefidir... Bir asır öncesine kadar bu coğrafya, imparatorluklar döneminde Osmanlı'nın şemsiyesi altında idi. Yeryüzünde adaletin temsilcisi olan Osmanlı'nın yıkılışından sonra; kendisinden zorla koparılan bu parçalar kapanın elinde kaldı! Sözde millileşmişler ve bu anlayışla ana gövdeden koparak bağımsız olmuşlardı. Çok geçmeden kazın ayağının öyle olmadığını gördüler ama, iş işten çoktan geçmişti. Osmanlı, onlar için barajdı. Baraj yıkılınca, kendilerinin de sele kapılacağını hesap edemediler. Baraj patladı ve her birisi bir tarafa savruldu. Emperyalizm onların hem manalarına ve hem de maddelerine musallattı. Sahipsiz kalan bu değerler, onun bunun elinde yer ile yeksan edilerek tanınamaz hallere sokuldu. Bugün birçok İslam diyarında; İslamiyet'in o tertemiz inancından eser kalmamıştır. Meydan yeri sapık inançlara saplanmış (Vehhabi, Behai vb.) marka Müslümanları ile doludur. Maddi ve manevi güçten koparılan bu devletçikler, yeniden parçalanmanın eşiğindeler. Irak fiilen üçe bölündü. Sudan resmen ikiye ayrıldı. Dün Pakistan'da oynanan oyun, bugün Mısır'da ve diğer İslam ülkelerinde sahneleniyor. İşin en vahim tarafı ise, bütün bu yapılarlardan hiç kimse ibret almıyor; biz ne yaptık, ne yapıyoruz, demiyor. Dün, iki kutuplu olan dünya, şeklen de olsa bir denge unsuruydu. Bugünse bu denge gitmiş ve dünyamız âdeta zıvanadan çıkmış bir haldedir. Nerede duracağı da belli değildir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.