İsrail neyi kontrol edebiliyor?

İsrail, ABD'nin, Irak'ta tatbik mevkiine koyduğu vahşetten cüret alarak, Filistin'de taş üstünde taş bırakmıyor. Tank ve buldozerlerle girdiği şehirleri yerle bir ediyor; çocuk-kadın, yaşlı demeden önüne gelen herkesi terörist addederek katlediyor. Bundan daha vahimi olarak; devlet eliyle suikastler düzenliyor; sivil insanları evlerinde, iş yerlerinde veya ibadethanelerinde, helikopterlerden fırlattığı füzelerle öldürüyor. Bu denli insanlık dışı katliamları içine sindiremeyen ve bu suça ortak olmak istemeyen bir kısım pilotlar (asker), hükümetlerini protesto ederek görevlerinden istifa ediyor. Kendi kabinesinin bakanı, bizzat Başbakanını (Ariel Şaron) "nazi" olarak niteliyor. Barış yanlısı İsrailli devlet adamları, fanatik İsrailliler tarafından ölümle cezalandırılıyor. Dünyanın jandarmalığına soyunan ABD ve onun başkanı konumundaki Bush ise, İsrail'in bütün bu eylemlerini destekliyor ve bu durumu dünya kamuoyuna açıklamakta bir beis görmüyor! Teröre karşı savaş açtığını iddia eden ABD yöneticileri, İsrail'in devlet terörü ve soykırımı söz konusu olduğunda; sessiz kalmak bir yana, bunun arkasında olduğunu başta BM nezdinde olmak üzere hemen her uluslararası platformda dile getiriyor! Erdoğan'dan sert uyarı İşin tuhafı İsrail ve ABD bütün bunları barış adına, barışı yerleştirmek için yaptıklarını öne sürüyorlar! Bu, her iki ülke de Türkiye'nin dostu ve müttefikidir. Türkiye, dosta yakışan uyarıları yapıyor ancak bu kafi gelmiyor. Nitekim, önceki gün ülkemizi ziyarete gelen İsrail Enerji Bakanı Paritzky'yi, Başbakan Tayyip Erdoğan sertçe uyarıyor ve; "...Bir Müslüman olarak değil, insan olarak, Başbakan olarak, baba olarak bütün bu olup bitenlerden derin üzüntü duyuyorum. ...Hiçbir hükümetin süikast kararı olamaz. Sizin hapishanelerinizde mahkum olan ve vücudunun üçte ikisi tutmadığı için serbest bırakılan insanın öldürülmesi kabul edilemez. Refah Mülteci kampında olup bitenler kabul edilemez. Bütün bunlar, beni ve halkımı derinden yaralıyor. Yahudiler 15. yüzyılda İspanya'dan sürüldüğü zaman biz onlara kucak açan bir ülkeyiz. Şimdi aynı durum Filistin halkına karşı yapılıyor. Bunların ilişkilerimizi bozmasını istemiyoruz. Sizi uyarma ihtiyacı duyuyoruz..." diyor. Başbakan Erdoğan'ın bu uyarısı bir sonuç verebilir mi? Hiç sanmıyoruz! Kanı kanla temizleme ABD, İsrail'in arkasında olduğu ve onu desteklediğini söylediği müddetçe, İsrail bu ve benzer vahşetlerine devam edecektir. İsrail, bütün bunları terörü durdurmak adına yaptığını iddia ediyor. Yani, diğer bir deyişle kanı kanla temizlemeye uğraşıyor. Ve bunun için de sistemli bir şekilde "devlet terörü" uyguluyor. Böylesine bir çifte standart anlayışı ve uygulanışı ile teröre karşı gelinebilir mi? Bu şekilde terör önlenebilir mi? Bu demektir ki, daha dünyada terörün tanımı yapılabilmiş değildir. Önce, bu tanımda anlaşmak ve konsensüs temin etmek gerekir. Bütün devletlerin işbirliği ile, tam bir kararlılıkla terörün üzerine gidilmedikçe, bu işin üstesinden gelinebileceğini düşünmek hayalden ibarettir.