İstanbul tek kişiye terk edilemez

A -
A +

İstanbul'umuzun problemleri belli. Düşman elinden aldığımız güzel İstanbul'umuzu maalesef kendi ellerimizle mahvettik. Şairlerin hayallerini süsleyen o tılsımlı şehir; hor kullanmak ve plansız yerleşim yüzünden kelimenin tam anlamıyla "megaköy" halini almıştır. Geçmişi şu veya bu şekilde suçlamanın kimseye faydası yok! Olan olmuştur artık. Biz, bugün mevcut durumu tespit ile geleceğe dönük neler yapabilirizin çabaları içinde olmalıyız. Bir kere şu hususu hemen vurgulamakta fayda vardır. İstanbul'u Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve ilçe belediyelere terk edemeyiz. İstanbul her bakımdan (nüfus kesafeti, coğrafi konumu, tarihi hüviyeti, sosyolojik yapısı...) devlet çapında ele alınması gereken devasa problemleri olan bir beldemizdir. İskan sahaları açısından ele alınıp gerektiğinde yeni iskana dur denilmelidir. Çünkü, alt ve üst yapı tesisleriyle mevcut yapıyı bile taşıyamamaktadır. Alt ve üst yapıyı ıslah ve geliştirmek suretiyle ancak planlı şehirleşmeye müsaade edilmelidir. Ankara (merkezi hükümet veya hükümetler), İstanbul'a mutlaka el atmalı ve devasa şehir, evvel emirde sahipsizlikten kurtulmalıdır. Zira, her bir problemini çözebilmek için bir veya birkaç bakanlık bir araya gelip hal çareleri üretip tatbik mevkiine konulmalıdır. CHP, yaptırmayız teraneleri... Şayet, bu güzel şehrimizin planlama yetkisi Japonların veya teknoloji yönünden ileri gitmiş ülkelerin elinde olsa idi; şu boğaz üzerinde değil iki köprü en az yirmi köprü üstten ve yeterli sayıda da alttan (tüp geçit) geçişi temin ederlerdi. Biz ise, tek bir köprü yapmayı bile seneler senesi münakaşa ettik; mahut muhalefet CHP, yaptırmayız teraneleri ile seslerini ayyuka çıkarmışlardı. Bakınız, aynı zihniyet, yine hortlamış ve üçüncü köprü için aynı hezeyanları sayıklar olmuştur! İstanbul'un ulaşımı için çok ters işler yaptık. Mesela, 1961-1962 senelerine kadar hizmette olan raylı sistemi, ihtilalden sonra iktidara gelen İnönü hükümeti ortadan kaldırmıştır. Aradan kırk sene geçiyor ve yine CHP'li bir yerel yönetici tarafından raylı sisteme geçilmek zorunda kalınmıştır. Düşünebiliyor musunuz; tam kırk sene İstanbulluya, ulaşım konusunda işkence çektirilmiştir. Ayrıca İstanbul'umuzun üç yanı denizlerle çevrili olmasına rağmen, ulaşım konusunda maalesef denize sırtımızı dönmüşüz! Daha yeni yeni denizi görüp, ulaşım için değerlendirmeye çalışıyoruz. Mevcut sanayi kuruluşları... İstanbul'un en büyük sorunlarından bir diğeri de, yerleşim yerleri ile sanayi tesislerinin iç içe olmasıdır. Halbuki, dünyanın gelişmiş, planlı her şehrinde sanayiye ayrılan yer ayrıdır. Ve bu yerlerde asla iskana müsaade edilmez. Bizde ise, bu yerleşim yerleri iç içe yaşar! Üstüne üstlük mevcut sanayi kuruluşları, özellikle geceleri, bacalarındaki filtreleri devre dışına alarak; çıkardıkları dumanla halkımızı zehirlemektedir. Maalesef yerel yöneticilerle iyi (!) münasebet içinde bulunan bu çeşit sanayi kuruluşları denetim dışında tutularak halkımızı zehirlemeye devam etmektedir. İstanbul'un problemlerini ve çözüm önerilerini yazmaya devam edeceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.