İstanbul, küçük Türkiye'dir. İstanbul'un dışındaki hiçbir şehrimizin böyle bir özelliği yoktur. İstanbul'da her ilimizden çokça vatandaşımız ikamet etmektedir. Çarpık şehirleşmenin sonucu, bu nadide beldemiz varoşlarla büyümüş ve tabir caizse şehirde urlaşma meydana gelmiştir. 1999 senesindeki depremde en ağır şekilde ikaz edilmiş olmamıza rağmen, maalesef gerekli tedbirler bir türlü alınamamıştır. Allah saklasın yarın, öbürgün başımıza böyle bir felaket geldiğinde İstanbul'da meydana gelecek yıkımın ve bunun oluşturacağı faciaya karşı neler yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bunları, hemen her vesile ile de dillendirmemize rağmen, neden gerekli tedbirleri bir türlü alamıyoruz? Bunu anlamak mümkün değildir. Çok şükür, bir kısım belediyelerimiz kentsel dönüşüm projelerini uygulamaya koydular. Ama, bakıldığında asla yeterli değildir. İstanbul'un durumu devlet çapında ve ivedilikle ele alınmalı, mevcut binaları süratle güçlendirilmelidir. Kentsel dönüşüme, şehrin varoşlarından başlanılmalıdır. Bu durumun sağlıklı yaşamın yanında İstanbul'un güvenliğinin temininde de müspet yönde etkisi olacaktır. Sivrisinekleri tek tek avlamaktansa onların meydana geldiği bataklıkları kurutmak lazımdır. Minibüsler... AB'ye girmek için yarıştığımız bir dönemde, şehir içi ulaşımında kullanmakta olduğumuz minibüslerden artık kurtulmalıyız. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde böyle araçlarda insan taşınmaz, taşınamaz. Minibüsler, trafik sıkışıklığına sebep olmanın yanı sıra, havayı kirletmekte ve sebep oldukları aşırı gürültü ile de ayrı bir kirliliğe sebep olmaktadırlar. Toplu taşımacılığa dönüşle minibüslerden kurtulabiliriz. Tabiatıyla, şehirde binlerle ifade edilen minibüs var. Bunların sahip ve işleticileri on binleri bulmaktadır. Dolayısıyla ortada sosyal bir problem vardır. Meseleyi suhuletle halledebilmek için, minibüs derneklerini de dinleyip meseleye ortak şekilde bir hal çaresi bulunmalıdır. Kendileri, teşviklerle toplu ulaşıma yönlendirilebilir. İstanbul'un yeniden imarından (onarım ve kentsel dönüşüm) sonra en önemli problemi ulaşımdır. Ulaşımda denizden yeteri kadar istifade etmediğimiz bir gerçektir. Denizlerden azami derecede istifade etmenin çaresine bakılmalıdır. Şehrin uzak noktalarındaki (Kartal, Pendik, Avcılar, Beylikdüzü vb.) iskelelerin yakınlarında katlı otoparklar inşa ettirip, insanımız tek başına aracıyla seyahat yerine deniz üzerinden ulaşıma özendirilmelidir. Metrobüsler... Topkapı- Avcılar arasındaki tercihli metrobüs yolu, mutlaka Büyükçekmece'ye kadar uzatılmalıdır. Şu andaki şekliyle, vermesi gereken hizmetin ancak yüzde ellisini verebilmektedir. Başbakan Erdoğan, İstanbul'un sorunlarına çözüm bulmak amacıyla dört bakanı görevlendirmişti. Bu kurula İstanbul milletvekilleri de mutlaka dahil edilmeli ve ortaklaşa çalışma yürütmelidir. İstanbul milletvekilleri, İstanbul'un sorunlarına hal çareleri bulmak amacıyla her ay düzenli olarak toplanmaktadır. Hiç olmazsa üç ayda bir bu kurullar bir araya gelmeli ve çalışmalarını ortaklaşa yapmalıdırlar. ..... NOT: Sevgili okuyucularım, kutsal topraklardan, mübarek Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle tebrik eder, iki cihan saadeti dilerim F.B.