Milletimiz girdiği demokrasi sınavından yüzünün akıyla çıktı. Öyle ki; dost ve düşmana 'işte millet!' dedirtti. Bu öylesine bir başarı ki, demokrasi tarihimizde ikinci bir emsali yok; zira AK Parti 3. kez tek başına iktidarı oylarını artırarak gerçekleştirdi. Bu durumun çeşitli sebepleri var; kanaatimize göre, iki ana sebepten birincisi milletimizin mayasındaki temizlik; onun kadirşinaslığı, vefa duygusu ve yanlışla doğruyu ayırt etme özelliğidir. İkincisi ise, Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan faktörüdür. Bu asil millet dualıdır zira, Allah'ın dinine hizmette bayrağı en yüksek burcun zirvesine dikmiş olmanın şerefini taşımaktadır. Ayrı bir ilahi hikmet de, toplulukların (millet ya da milletlerin) yanlışta ittifak etmemeleri gerçeğidir. Demokrasi hayatımızın başlangıcından bugüne, milletimiz üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır. Çok partili hayata geçtiğimiz 1946'da sandıkları patlatmış ama; o günün tek partili ceberut (zorba) rejimi hile ve desiselerle ve; 'açık oy gizli tasnif!' trajikomikliğiyle milletin iktidarını gasbetmiş ve mührü İnönü'ye teslim etmiştir. Bu asil millet DP'yi 50, 54 ve 57'de tek başına iktidara taşımasına rağmen; milletten ve milletin değerlerinden nefret eden zorbalar marifetiyle alaşağı edilmiş ve bununla yetinilmeyerek DP'nin lider kadrosu darağaçlarında sallandırılmış ve zindanlarda çürütülmüştür. İşledikleri bu cinayetlerin ve kepazeliklerin adına da 'bayram' diyerek; içleri kan ağlayan milleti her 27 Mayıs'ta zorla oynatmak istemişlerdir. Milletimiz 60, 71 ve 80 muhtıra ve darbelerine 'delinin zoru!' diyerek; otuz iki dişini sıkarak sabretmiş ve hemen her seferinde sağduyusunu göstererek bir partiyi tek başına iktidara taşımasını bilmiştir. Işıktan kaçan ve zulmetten medet uman karanlık odaklar, şeytanı çatlatan hile ve desiseleriyle; darbe ve koalisyon hükümetlerini işbaşına getirerek milletin özlem ve beklentilerine imkân verilmemiş; devlet ve millet hayatımızın asrın gerisine düşmesine sebep olmuşlardır...