Demokrasiyi aldığımız yerlerde istifa diye bir müessese vardır ki, en ufak bir yenilgi alan siyasetçinin yegane yapacağı iş, bu müessesenin kapısını çalmak ve böylece kendi şerefini kurtarmaktır! Batı'da istifa eden siyasetçi, bu hareketiyle evvel emirde kendi seçmenine saygı duyuyor. Bizdeki gibi; seçmene rağmen koltukta ısrar etmek, netice itibariyle siyasete ve siyasetçiye 'güven'i ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla; yenilgiye uğrayıp da istifa etmeyen siyasetçiler, en büyük kötülüğü kendilerine ve kendi siyasi partilerine yapıyorlar ama, farkında değiller! Halbuki, istifa etseler, seçmen nezdinde bir o kadar daha büyüyecekler. Bir dahaki seçimlerde seçilme şansları olabilecek. Bilmiyorlar ki; üst üste yenilgi almasına rağmen, koltukta ısrar eden siyasetçinin bu tavrı, bizzat kendi seçmen tabanı için nefrete dönüşüyor ve mensup olduğu siyasi partiyi eritmekten öte bir mana taşımıyor! Siyasetin önünü tıkayan ve yetişmekte olan yeni siyasetçilere yükselme şansı vermeyen ve milleti siyasetten soğutan, siyasetçinin bu anlaşılmaz tavrıdır. Evet; askerî darbeler, bizim siyaset kurumumuzu derinden yaralamış ve kurumsallaşmasını önlemiştir. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmeyen; Meclis'lerin kapatılması, siyasi partilerin faaliyetlerine son verilmesi ve siyasetçilerin siyasetten menedilmesi, siyaset kurumunun geleneksel yapısını tarumar etmiş ve netice itibariyle; partiler enflasyonunu doğuracak şekilde bin bir parçalı siyaseti meydana getirmiştir. Tabii, öncelikle insanların niçin siyaset yaptıklarına bakmak lazım! İnsanlar; neden bu kadar para harcayıp, işlerini güçlerini bırakıp da siyasete giriyorlar? Demokrasiyi aldığımız yerler ile bizim aramızda, bu konuda dağlar kadar fark var. Çünkü; oradakilerin zıddına bizde siyaset bir geçim kaynağı! İş ve ihale takipçiliği!.. Üstüne üstlük; bizde iktidarlar, devlet imkanlarını kendi yandaşlarına peşkeş çekme aracı görülüyor! İktidar olan bunun için oluyor; iktidara getiren bu düşünce ile getiriyor! Siyasetteki bu sakil anlayış ve gelip geçen iktidarların bu denli uygulamaları devleti iş kapısı haline getirdi! Meclis'imize bakın; muhalefet parti milletvekillerinin pek ziyaretçileri yoktur. Ama, iktidar partisine veya partilerine mensup milletvekillerinin günde ortalama 30 ziyaretçileri vardır! Geçen gün; iktidara mensup bir milletvekili, kendisine gelen telefon faturasından dert yanıyordu! Tam 1.5 milyar liralık telefon görüşmesi yapmış! Bu, sadece kendisinin ettiği telefonlar; bir de kendisine gelen telefonlar var ki, bu milletvekili, bütün mesaisini telefona harcıyor demektir! Bütün bu bozuklukları düzeltecek ve siyaseti rayına oturtacak yine siyasetçiden başkası değildir. Böyle bir siyasetçi var mı? Milletten şamar üstüne şamar yedikçe kaşarlanan ve koltuğuna yapışan siyasetçilerden özlenen siyaseti beklemek hayal elbet!