İstikrar, istikrar, istikrar!..

A -
A +

Koalisyon hükümetlerinden neler çektiğimiz cümle alemin malumudur. Hele, son 1999 ve 2001 krizlerini yaşatan koalisyonlar, değil ülkemizde taş üstüne taş koymayı sağlamak aksine milletimizi akşamdan sabaha yüzde 50'nin üzerinde fakirleştirdiler. Aynı aymazlar ve karanlıktan beslenen bu güçler, bakıyoruz da yine milletimize koalisyonu salık vermekteler. Biliyorsunuz sevgili okuyucularım koalisyonlarda bakanlıkları ve bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşları, koalisyon ortakları arasında paylaşma var. Onlarca seneden beri yaşamakta olduğumuz koalisyon hükümetleri döneminde gördüğümüz hep şu olmuştur ki, bu paylaşım neticesinde paylaşılanlar kapanın elinde kalmıştır! İktidar ortağı her parti sahip olduğu bakanlıklarda ve bunlara bağlı kurum ve kuruluşlarda keyfince çalıp oynamaktadır! Üstelik, milletimiz sadece bir-iki partinin değil; bütün siyasi partilerin ortaklıklarını denedi. Neticede şunu gördü ki, iktidarda hangi partiler olursa olsun; değil mi ki adı koalisyondur; bunun milletimize yapabileceği en ufak bir hizmet söz konusu değildir. Zaten, koalisyonlar neticesinde seçime gidildiğinde de; milletin hesap soracağı muhatap belli değildir. Çünkü ortada bir enkaz var ve bunun sorumlusu olarak da bütün ortaklar birbirlerini suçlamaktadır! Milletimizi canından bezdirdi Öyle oldu ki; bu koalisyon partileri milletimizi canından öylesine bezdirdi ki, milletimiz kurtuluşu hepsini birden sandığa gömmekte buldu! 2002 seçimlerinde yeni kurulan bir partiyi; üstelik bu partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi yasaklı olmasına rağmen, tek başına iktidara taşıdı. 2002 seçimleri, tıpkı 1950 seçimleri gibi oldu. 1950'de de; milletin gözünde yeter ki CHP gitsin, onun yerine kim gelirse gelsin anlayışı hakimdi. Neticede öyle de oldu; millet CHP'yi sandığa gömerek, tek başına DP'yi iktidara taşıdı. Böylece hem o gün (1950'de) ve hem de 2002 seçimleri neticesinde ülkemizde siyasi istikrar temin edimiş oldu. Artık milletin muhatabı belli idi. Hataları ile hesap soracağı, sevapları ile alkışlayacağı bir parti tek başına iktidarda idi. Bu durumun semeresini (meyvesini) AK Parti'nin 4.5 senelik iktidarı döneminde milletimiz yaşayarak gördü. AK Parti, 4.5 senedir yaptıklarıyla ve yapamadıklarıyla milletimizin önündedir. Milletimiz 22 Temmuz 2007 seçimlerinde çok daha sağlıklı bir şekilde siyasi tercihlerini sandığa yansıtabilecektir. Ya istikrarın kıymetini bilip AK Parti'ye bir dönem daha "evet" diyecek veya eskiden olduğu gibi koalisyon hükümetlerini deneyecektir. Bu da gösteriyor ki... Demokratik hayatımıza baktığımızda; 950 senesinde DP tek başına iktidara geldi; bunu takip eden 1954 seçimlerinde de aynı başarı sürdürüldü. Keza 1965'te tek başına iktidara gelen AP bu başarısını 1969 seçimlerinde de gösterdi. Nitekim, 1983'te tek başına iktidara gelen ANAP, aynı başarıyı 1987seçimlerinde de gösterdi. Bu da gösteriyor ki, milletimiz çok zor elde ettiği istikrarın kıymetini biliyor ve bu şekilde tek başına iktidara getirdiği siyasi partiyi bırakmıyor; ikinci kez tekrar iş başına getiriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.